Özel Röportaj: Formula Dünyasında Güçlü Bir Türk Kadını

Motor sporlarının erkek egemen dünyasında toplumsal önyargıları yıkarak hızla yükselen ilk kadın Türk Formula pilotu Sena Savaşer ile cesaret ve adrenalin dolu hikayesini konuştuk.
BUSE SARAY 08 Mart 2025
Özel Röportaj: Formula Dünyasında Güçlü Bir Türk Kadını

Motor sporları dünyası, hız, rekabet ve adrenalinle dolu… Ve şimdi, bu yüksek oktanlı sahnede bir Türk kadını tarih yazıyor. 19 yaşındaki Sena Savaşer, ilk kadın Türk Formula pilotu olarak hızın ve cesaretin sınırlarını zorluyor.



Sena’nın Antalya’da bir go-kart pistinde başlayan hız tutkusu, şimdi İspanya ve İtalya pistlerinde yankılanıyor. O, bugün sadece rakiplerine karşı değil, yıllardır süregelen önyargılara karşı da yarışıyor. Motor sporlarının erkek egemen dünyasında, ülkesini ve Türk kadınlarını gururla temsil ediyor ve “Hızın ve rekabetin cinsiyeti yok” mesajı ile genç kızlara ilham vermeyi amaçlıyor. “Bu spor, kadınlara göre değil” diyenlere cevabı ise pistteki her saniyesinde açık ve net; kadınlar da hız yapabilir, aynı zamanda hızın kurallarını da değiştirebilir.

Formula dünyasına güçlü bir kadın imzası bırakan Sena Savaşer ile önyargıları altüst eden başarısını konuştuk.


Sena Savaşer kimdir? Öncelikle kendinizden bahseder misiniz?
Antalya doğumlu, 19 yaşında bir Formula 4 pilotuyum. Aynı zamanda Antalya Bilim Üniversitesi’nde Endüstri Mühendisliği okuyorum. Motor sporlarına 5 yıl önce hobi olarak başladım ve bu tutku, beni Türkiye’nin ilk kadın Formula pilotu olma noktasına taşıdı. Babam eski bir ralli hakemi, bu yüzden çocukluğumdan beri hız ve yarış dünyasına aşinayım. Hem pistte hem de akademik hayatımda disiplinli ve hedef odaklı biriyim diyebilirim.


"Hem ülkemi, hem de Türk kadınlarını temsil etmek bana büyük bir motivasyon veriyor."


Hız tutkunuz nasıl başladı? F4 kategorisine geçerek kariyerinizde önemli bir adım attığınız bugünlere nasıl geldiniz?
Hız tutkum Antalya’da bir go-kart pistinde başladı. Babamla birlikte hobi olarak piste gittiğimizde, gaz ve fren pedallarını bile tam bilmiyordum. Ama direksiyona geçtiğimde içimde bir kıvılcım yandı. Babamın yönlendirmesiyle karting yapmaya başladım ve 3 yıl profesyonel olarak yarıştım. Senior kategorisinde en genç sporcuydum. F4’e geçiş ise çok çalışmanın ve hayallerime inanmamın bir sonucu. İspanya ve İtalya’daki testlerle bu seviyeye geldim.

Formula dünyasında ilk kadın Türk pilot olarak tarihe geçmek nasıl hissettiriyor?
Bu, inanılmaz bir gurur... Hem ülkemi, hem de Türk kadınlarını temsil etmek bana büyük bir motivasyon veriyor. Tarihe geçmek güzel ama asıl önemli olan, bu yolda ilerlemeye devam etmek ve daha büyük başarılar elde etmek. Bir yandan da genç kızlara “Siz de yapabilirsiniz” mesajını vermek beni çok mutlu ediyor.


İspanya'daki testlerden sonra İtalya için nasıl bir strateji belirlediniz?
İspanya’daki Barcelona Catalunya testi, bana aracı daha iyi tanımamı sağladı. Hızlı virajlarda kendime güvenim arttı ve fren noktalarını daha iyi hesapladım. İtalya için stratejimiz, pistin teknik özelliklerine odaklanmak. Cremona pisti çok farklı bir deneyim sunacak, bu yüzden takımla birlikte simülasyonlara ve veri analizine ağırlık veriyoruz. Her turda süremi geliştirmeye çalışacağım.

Yarış felsefesinden ilham aldığınız isimler var mı?
Tabii ki Ayrton Senna’dan çok ilham alıyorum; ismimizin benzerliği de hoş bir tesadüf! Onun tutkusunu ve sınırları zorlama cesaretini çok etkileyici buluyorum. Bir de Lella Lombardi gibi kadın pilotların Formula tarihindeki mücadelesi bana güç veriyor. Onların azmi, benim de pes etmememi sağlıyor.

Türkiye'de motor sporlarına ilgi duyan genç kızlar için nasıl bir rol model olmak istiyorsunuz? Onlara vereceğiniz ilk tavsiye ne olurdu?
Genç kızlara ilham veren, cesur ve çalışkan bir rol model olmak istiyorum. Onlara ilk tavsiyem şu: Hayallerinize inanın ve çok çalışın. Motor sporları zor bir alan ama imkansız değil. İlk adımı atmaktan korkmayın, pistte bir kez yerinizi aldığınızda gerisi geliyor. Cesaretiniz kırıldığında, bir kez daha deneyin. Ben, hikayemde denemekten vazgeçmedim.

Pistte hızlı olmak kadar doğru fren noktalarını bulmak da önemli. Bir yarış sırasında verdiğiniz en kritik karar neydi?
Geçen yıl bir karting yarışında, son turda öndeki rakibimi geçmek için frenajı riske atmıştım. Normalde daha temkinli olurdum ama o an içgüdülerime güvenip son anda frene bastım ve virajı başarıyla geçip öne çıktım. O karar, yarışı kazanmamı sağladı. Risk aldım ama hesaplı bir riskti…


Motor sporları hâlâ erkek egemen bir alan olarak görülüyor. Sizce bu algıyı değiştirmek için neler yapılmalı?
Bu algıyı değiştirmek için daha fazla kadının bu spora katılması ve desteklenmesi gerekiyor. Medya, sponsorlar ve federasyonlar kadın sporculara daha çok fırsat sunmalı. Aynı zamanda başarı hikayelerimizi duyurmak önemli çünkü görünür oldukça önyargılar kırılıyor. Ben pistte erkeklerle eşit şartlarda yarışıyorum, bu da algıyı değiştirmenin bir yolu.




"Pistte her saniye analiz yapmak, biz kadınların gizli silahı..."


Formula dünyasında kadın olmak ekstra bir sorumluluk hissettiriyor mu? Kadın bir pilot olarak karşılaştığınız en büyük önyargı neydi?
Kesinlikle ekstra bir sorumluluk var, çünkü hem kendim hem de benden sonra gelecek kadın pilotlar için bir yol açıyorum. En büyük önyargı ise “Kadınlar bu kadar hızlı olamaz” düşüncesiydi. Ama pistte zamanlarım konuşuyor, önyargılar değil.

Fiziksel ve mental dayanıklılık açısından kadın pilotların avantajları var mı? Sizce kadın yarışçılar hangi yönleriyle fark yaratıyor?
Pistte her saniye analiz yapmak, biz kadınların gizli silahı... Mental olarak zor anlarda sakin kalabiliyoruz. Fiziksel dayanıklılık ise çalışmayla geliştiriliyor; ben de sürekli antrenman yapıyorum. Kadınlar, stratejik düşünce ve soğukkanlılıkla fark yaratıyor bence…


Türkiye’de kadın sporcuların desteklenmesi konusunda nasıl bir değişim görmek istersiniz? Sponsorluklar ve fırsatlar açısından kadınlar yeterince teşvik ediliyor mu?
Kadın sporcuların daha çok görünür olmasını ve sponsorluklarla desteklenmesini isterim. Şu an yeterli değil; erkek sporculara kıyasla daha az fırsat var. Federasyonların ve markaların genç kadın yeteneklere erken yaşta yatırım yapması lazım. Ben şanslıydım ama herkesin bu şansı yakalaması gerek. Başarı hikayeleri çoğaldıkça, her şey değişecek.

Adrenalin en yüksek seviyeye çıktığında, sakin kalmanızı sağlayan en büyük stratejiniz ne?
Derin nefes almak ve o ana odaklanmak. Yarış sırasında her şey çok hızlı gelişiyor ama kendime “Şimdi ne yapman gerek?” diye soruyorum. Bu, panik yerine kontrolü elime almamı sağlıyor.


"En büyük önyargı ise ‘Kadınlar bu kadar hızlı olamaz’ düşüncesiydi. Ama pistte zamanlarım konuşuyor, önyargılar değil."


Yarıştan önce mutlaka yaptığınız bir ritüeliniz var mı?
Evet, kaskımı takmadan önce birkaç saniye gözlerimi kapatıp pisti zihnimde canlandırıyorum. Bu, hem motive olmamı hem de sakinleşmemi sağlıyor. Bir de babamla kısa bir konuşma yaparız, o hep en büyük destekçimdir.

Eğer yarış pilotu olmasaydınız, kendinizi hangi alanda görmek isterdiniz?
Sanırım mühendislikte daha derin bir kariyer yapardım. Hız ve teknolojiye ilgim hep vardı. Belki bir yarış arabası tasarlayan mühendis olurdum ya da belgesel yapımcısı olup dünyayı gezerdim.

Pistte hızınızla tanınıyorsunuz. Peki, günlük hayatınız hızlı mı akıyor? Neler yapmayı seviyorsunuz?
Pistlerden uzak olduğumda genelde okulumda Antalya Bilim Üniversitesi’nde oluyorum. Endüstri Mühendisliği okuyorum, derslerimle yarış takvimini dengelemek bazen zor olsa da keyifli. Kampüste arkadaşlarımla vakit geçirmeyi, kütüphanede proje çalışmayı seviyorum. Bir de kahve molaları benim için kurtarıcı… Okul, zihnimi yarış stresinden biraz uzaklaştırıp farklı bir odaklanma alanı sunuyor. Hem pistte hem okulda disiplinli olmak bana çok şey katıyor.

"Bu spor kadınlara göre değil" diyen birine ne söylemek istersiniz?
Ben pistte bunu her gün çürüterek cevap veriyorum. Sporun cinsiyeti yok, yeteneği ve tutkusu olan herkes yapabilir. Onları, “Kadınlara göre değil” demek yerine, bir yarışımı izlemeye davet ederim.

 

SON HABERLER