"Kadınlar gül kokusu kullanırken, erkekler neden kullanmasın? Erkeklerin gül kokusu kullanamayacağına dair önyargılı fikirlerin ötesine geçmenin zamanı geldi." diyor ünlü Parfümör Francis Kurkdjian... Bu cümle bile onun dehasını anlamaya yetiyor aslında.
Kurkdjian; Jean Paul Gaultier, Kenzo ve Yves Saint Laurent gibi moda evleri için en ikonik ve akılda kalıcı kokulardan bazılarını yarattıktan sonra, 2009 yılında iş ortağı Marc Chaya ile birlikte Maison Francis Kurkdjian'ı kurdu. Bugün Maison Francis Kurkdjian Paris, erkekler ve kadınlar için ilginç ve yenilikçi parfümlerin adresi.
“À La Rose” ve “L'Homme À la Rose” ise ezber bozan tavrıyla Sevgililer Günü'ne yakışır şekilde tutkulu ve baştan çıkarıcı bir ahenk sunuyor.
Francis Kurkdjian ile parfümlerin büyülü dünyasında kısa bir yolculuğa çıkıyoruz.
Koku hafızanızdaki en eski anı nedir?
Parfüm ile ilgili en eski anımın ne olduğunu söylemek oldukça zor. Çok fazla anım var. Büyürken ailemin her bir üyesinin kendine özgü bir kokusu vardı ve ben bunları hala hatırlıyorum.
Yaratım sürecinizden bahseden misiniz, bu süreçte nereden ilham alıyorsunuz?
İlham, kreasyonun görünmeyen tarafı... İşimin açık ara en zor ve zaman geçtikçe daha da zorlaşan kısmı. İlham kaynağım hammaddelere dayanmıyor. Klasik ve modern sanat, couture ve yaşam tarzı bana ilham veriyor. Fakat ben her zaman evrensel bir duyguya odaklanmaya çalışıyorum. Dünyanın farklı yerlerinde herkesin kendi dilinde anlayabileceği ve duygularıyla kavrayabileceği bir fikir olmalı. Yaratacağım kokuyu hayal eder ve ancak o zaman formülü yazmaya başlarım. Ne anlatmak istediğinizi bilmeden, bir şey yaratmayı nasıl talep edersiniz? Ressam renkleri, müzisyen notaları ve bir parfümör olarak ben de kokuyu kullanırım. Fakat kokunun adını belirlemek her zaman ilk sırada yer alıyor. Bu bir kitabın ya da tablonun adı gibi. İsim parfümle söylemek istediklerimi özetleyip, bana izlenecek yaratıcı bir yol veriyor.
Sizce aşk nasıl kokuyor?
Sevdiğin kişinin boynu gibi kokuyor.
Bir kişinin kokusu, onlar hakkında hissettiklerinizi etkileyebilir mi?
Bana parfümünü söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim! Bu oyunu oynamam ne zaman istense hep işe yarıyor. Her zaman koku ve kullanıcı arasında bir bağlantı buluyorum. Parfüm kullanmak bir ifade şeklidir; kim olduğunuz, nasıl hissettiğiniz ve nasıl görünmek istediğiniz hakkında mesaj verir.
À la rose & l'Homme À la rose parfümlerinin ardındaki hikaye nedir?
2014 yılında piyasaya sürülen À la rose adını Elizabeth VigéeLebrun tarafından resmedilen, Marie-Antoinette'nin elinde en sevdiği çiçek olan gülü tuttuğu iki yağlı boya tablodan aldı. Bu iki resim 200 yıldan daha uzun bir süre önce yapılmış olmalarına rağmen hikayeleri oldukça modern. Kraliçe, kraliyet ailesinin geleneksel özelliklerini taşımak yerine, elinde gerçek bir kadınlık sembolü olan gül ile duruyor. Ben bunu Marie-Antoinette’nin “öncelikle bir kadınım, kraliçe değil” mesajı vermesinin başka bir yolu olarak görüyorum. Marie-Antoinette'in kadın ve aynı zamanda bir kraliçe olmanın avangard bir yolu olduğunu belirtmem gerekir. Aynı zamanda bu resimler bağımsızlık ve kadınlık ifadeleridir. Birkaç yıl önce, Maison Francis Kurkdjian’ın CEO'su ve kurucu ortağı Marc Chaya ve ben yeni bir lansman hakkında beyin fırtınası yapıyorduk ve dedim ki "À la rose ve l'eau À la rose yaptık, neden l'Homme À la rose olmasın?" Bir anda bu ismi sevdik ve bir koku hikayesi olacak kadar güçlü olduğuna ikna olduk. Sonuç olarak, l'Homme À la rose 2020'de piyasaya çıktı. Bu parfüm kadınsı olan versiyonun bir uyarlaması değil, kendi başına farklı bir koku. Bu yeni koku için vizyonum, erkeklere kendilerine adanmış bir gül kokusu kullanma hakkı vermek. Kadınlar gül kokusu kullanırken, erkekler neden kullanmasın? Erkeklerin gül kokusu kullanamayacağına dair önyargılı fikirlerin ötesine geçmenin zamanı geldi.
À la Rose bir aşk hikayesi olsaydı, kimin aşk hikayesi olurdu?
Kokusu aslında bir aşk ilanı gibi. Tek şişede 400 gülden oluşan gösterişli bir buket. Onu sıkacak ve teninde açmasına izin verecek kişi için bir aşk hikayesinin başlangıcı olabilir!
Bu parfümü yaratırken en büyük meydan okumanız neydi?
Her koku yeni bir hikaye ve yeni bir meydan okumadır. Şimdiye kadar ürettiğim tüm parfümler birbirinden farklı duygu ve hisler taşıyor. Her yeni proje, öncekilerden farklı olması gerektiğinden, bu her zaman yeni bir meydan okuma oluyor. l'Homme À la rose'u piyasaya sürdüğümüzde amaç onu erkeksi tutarken, kaçınılmaz bir gül kokusu ile parfümü yaratmaktı. Bu, kokunun yaratılması sürecinde oldukça karmaşık bir meydan okumaydı.
Dünyadaki tek bir şeyin kokusunu alabilseydin ne koklamak isterdin?
Kendimi tekrarlamış olabilirim ama bu sevdiğim kişinin boynu olurdu!
Gezegenimizi getirdiğimiz kritik eşikte sürdürülebilirlik konusuna nasıl bakıyorsunuz?
Bu bir pazarlama iddiası olmasa da, başından beri sürdürülebilirlik konularını her zaman göz önünde bulundurduk. Mümkün olduğu kadar Fransa'da yerel olarak üretim yapıyor ve çevresel etkimizi her zaman azaltmaya çalışıyoruz. Sürdürülebilirlik ve kalite birinci önceliğimizdir ve kaliteli ürünler elde etmek için bedel ödemeniz gerekir. Geleceği, tüm üretim zinciriyle yeniden düşünmeliyiz: gül tarlasından perakendeciye ve hatta ürün bittiğinde onu geri dönüştürmeye teşvik etmek için toplumu.
Şu anda ne üzerine çalışıyorsunuz?
Birçok proje üzerinde çalışıyorum. Gelecek yıl piyasaya sürülecek yeni bir kokuyu finalize ediyorum. Aynı zamanda ekibimle birlikte sonbaharda çıkaracağımız bir sonraki sürüm için görsel bir kampanya, tatil sezonu için görsel çalışmaları ve özel etkinlikler için yaratıcı bir mimari konsept oluşturuyorum. Château de Versailles ile çok yeni bir ortaklık anlaşması imzaladık. Maison Francis Kurkdjian, tüm ekiplerin mükemmel bağlılığı sayesinde büyük bir ivme yaşıyor.