Evren bize çekim yasası diye bir mucize bahşetmişken, ruh eşinizin hala hayatınıza girmemiş olması çok şaşırtıcı. Neden derseniz, evren ondan istediğinizi ne olursa olsun size getirmek zorunda. 'Ask and It's Given' ve 'Evrenden Torpilim Var' gibi nice çok satan olmuş kitapta onlarca kez yazılan bu kuraldan çoğumuzun haberi yok, üstelik bu durum hayatımıza olumsuz yansıyor. Şu ana kadar okuduklarına inanmayanlar için basit bir örnek verelim. Hani bazen bir şey istiyorsunuz ve anında olduğunda, 'Keşke başka bir şey dileseydim.' diyorsunuz ya? İşte o an ne istediyseniz onu o kadar içten dilediniz, ama ona bağımlı kalmadınız ki; evren o anda isteğinizi gerçekleştirdi. İşte bu yöntemi aşk hayatınız için de uygulayıp, aynı sonucu alabilirsiniz. Ancak ruh eşinizi hayatınıza çekmek için evrenin yardımını almanız birkaç kurala bağlı. Okumaya devam ederseniz, ne demek istediğimizi daha iyi anlayacaksınız:
#text>
#text>
• Aşka inanmanız gerek. Herkes aşka inanıyorum diyor ama söylediklerimizle bilinçaltımızda yer alanlar farklılık gösteriyor. Yani aşka inandığını düşünen biri mutsuz bir evliliğin çocuğuysa ve farkında olmadan mutlu bir evlilik olmayacağını benimsemişse, ağzından çıkanlar onun gerçekliğini değiştirmeye yetmiyor. Geçmişte yaşadıklarınızı da düşünerek aşka inancınızın gerçek olduğundan emin olmalısınız.
#text>
#text>
• Bilinçaltı bizim için hem bir tehlike, hem de bir ödül. Tehlike tarafı nedir derseniz, yukarıda da bahsettiğimiz gibi günlük yaşamımızı otomatik cevaplarla sürdürmeye o kadar alışıyoruz ki, çoğu kararın kendimiz yerine bilinçaltımıza yerleşmiş kodların etkisiyle farkında olmadan verildiğini anlamıyoruz bile. Eğer ruh eşinizle hala tanışmadıysanız, hayatta aşkı bulmanıza engel olacak bilinçaltı kodlarınız olabilir ve bir uzmandan destek alarak önce onları temizlemeniz gerekir.
#text>
#text>
• Seveceğiniz ve karşılığında çok sevileceğiniz o kişiyi hayatınıza çekmek için önce kendinizi sevmeniz gerek. Kulağa boş bir cümle gibi gelebiliyor ama, değersiz olduğunu düşündüğü için kendini bir türlü sevemeyen onlarca insan var ki... Farklılıklarını kusur olarak görüp aynalardan uzaklaşan, hoşlandığı erkeklerin onunla hayatta ilgilenmeyeceğini düşünen... Bunu yenmek için her gün ayna karşısında biraz vakit geçirip, en sevdiğiniz yanlarınızı gözlerinizin içine bakarak tekrar etmeniz güzel bir adım olacaktır. Zamanla ne kadar özel olduğunuzu zaten fark etmemeniz mümkün değil.
#text>
#text>
• Yalnızken de hayatınızdan memnun musunuz? Herkes ruh eşinin gelip, aşkıyla ayaklarını yerden kesmesini istiyor ama genellikle bu duruma ulaşanlar yalnızken de hayatlarından çok memnunlar. Tek başına film izlemeye gidip keyif alabiliyor, arkadaş ortamlarında ve çiftlerin yanında da son derece rahat olabiliyorlar. Bu durum olmadığı takdirde kötü hissettiren hayatınızın güzel bir hal alması için ruh eşinize bağımlılık derecesinde bir ihtiyaç duymuş oluyorsunuz. Böylece, 'Ruh eşimin hayatıma girmesini istiyorum' dileğinizi hiç unutmadığınız, her gün o kişiye ihtiyaç duyduğunuz için o kişi bir türlü hayatınıza gelmiyor. Yani bu çoğu yerde okuduğumuz gibi, evrenin 'sen bakarken giyinemiyorum' demesi anlamına geliyor.
#text>
#text>
• Ruh eşinizi hayatınıza çekmek istiyorsanız ruhunuza iyi gelen şeyleri yapmalısınız. Örneğin bir bankacıysanız, ama hayattaki tutkunuz şarkı söylemekse sizi harika hissettiren konserlere gitmeyi, müzikler dinlemeyi alışkanlık haline getirmelisiniz. Çünkü sadece böyle yaptığınızda benliğinizle iletişime geçebilir ve bu iletişimi sürdürebilirsiniz.
#text>
#text>
• Olumsuz cümleleri hayatınızdan çıkarmanız gerek. 'Benim ruh eşim falan yok.', 'Beni idare edebilecek biri daha doğmadı.' gibi cümleleri şaka yollu da olsa kurmamalısınız. Çünkü ağzımızdan çıkan her cümle evrene bir titreşim gönderiyor ve bunun olumsuz olması sizi de olumsuz etkiliyor. Yani, 'Umarım eski sevgilim akşamki partiye gelmez.' cümlesini ne kadar tekrar ederseniz, akşamki partide onu göreceğinizden o kadar emin olabilirsiniz. Aslında istediğiniz olumlu şeylerin yanında, farkında olmadan istediğiniz negatif her şeyi de,
#text>
aynı yöntemle hayatınıza çekiyorsunuz.
#text>
#text>
• Şimdiye kadar yukarıda bahsettiğimiz nedenlerden dolayı hayatınıza hep sizin için yanlış erkekler çekmiş olabilirsiniz. Ne kadar kırgınlıklarınız, nefretiniz ve içinizde tuttuklarınız varsa onlardan özgürleşmelisiniz. Evet bunu yapmak, söylemesi gibi kolay değil. Fakat, bu kırgınlıkları ve size bunları yaşatanları tamamen affedip özgürleşemezseniz, karşınıza çıkacak güzellikleri engellemiş olursunuz.
#text>
#text>
• Son olarak, hayatınızda olmasını istediğiniz kişinin özelliklerini detaylı olarak anlatan bir liste hazırlayın. Ancak koyacağınız maddelerde dürüst olmakta fayda var. Örneğin, siz spor yapmayan ve bunun fikrinden bile nefret eden biriyseniz ve baklavalar, yüzücü omuzları derken adeta Adonis vücutlu bir erkeği istiyorsanız ancak istemeye devam edebilirsiniz. Çünkü yukarıda bahsettiğimiz nedenlerden dolayı sizinle ve yaşam tarzınızla alakasız olan böyle birini hayatınıza çekmeniz pek mümkün değil. Sizin için ideal olacak erkek tavırlarını, beğenilerini ve görünümünü samimi bir şekilde maddelere dökün. Sonrasında bu listeyi ve ruh eşinizin hayatınıza girmesini istediğinizi unutun. Evren dileklerinizi duydu ve onlar üzerinde çalışmaya başladı bile! Şimdi, bu konular üzerinde konuşmayı bırakın ve karşınıza çıkacak küçük mucizeleri fark etmeye başlayın.
#text>
#text>
#text>
Yazı: Hande Öztürk