Telefonlar, 'akıllandıklarından' bu yana elimizden düşmüyorlar. Onlar vasıtasıyla, hep birilerine cevap yetiştirme derdindeyiz. Bu mesajlar kimi zaman en yakın arkadaşa dedikoduları, kimi zaman anne-babaya “haber verme” niteliğindeki bilgiyi içerse de çoğu zaman da sevgiliyle paylaşımları içeriyor. Bu mesajların uzun ya da kısa olması fark etmiyor. Bazen önemsiz gözükse de gizli anlamlar içerebiliyorlar. Ne sıklıkta ve ne zaman mesaj gönderildiğinin de psikologlar açısından bir alt metni var. Nasıl mı?





Örneğin, Fransız “Merci Alfred” sitesinin çalışmasına göre, ilişkinin ilk üç ayında erkekler kadınlara göre daha fazla mesaj gönderiyorlar. İlişkinin 6. aya girmesiyle, durum tam tersine dönüyor. İnternet sitesinin buna açıklaması şöyle: Erkekler ilk altı ay ilişkiden emin olamıyor ve bunu teyit etmek için yoğun ilgi gösteriyorlar. Ancak altıncı aydan itibaren, “İşte onu yakaladım artık!” düşüncesine daha çok eğilimli oluyor ve eskisi kadar mesaj gönderme isteği duymuyorlar. Kadınlarsa bu dönemde azalan mesajları ilgi veya sevgi noksanlığına bağladıkları için daha yoğun mesaj yollayarak ilişkiyi teyit etmek istiyorlar! 





ERKEKLER YAVAŞ!
« Tx.to » sitesinin  100 milyon mesaj verisine göre yaptığı bir başka analizse kadınların mesaj yazarken hızlı olduğunu gösteriyor. Bu analize göre, ilişkilerde zaman ilerledikçe, mesajların içeriği ve uzunluğu değişiyor. Sevgi ifade eden kelimeler daha yuvarlanarak, geçiştirilerek yazılıyor. Hızlılık oranına gelirsek de; kadınlar kendilerine gelen bir mesaja iki dakikada cevap verirken, erkekler ancak ortalama dört dakikada cevap verebiliyorlar.