30 yıldır Türk moda dünyasına Bahar Korçan, Özgür Masur, Zeynep Tosun, Hakan Yıldırım, Özlem Kaya ve Gül Ağış’ın da aralarında bulunduğu çok değerli isimler kazandıran ve sektörün sürdürülebilirliğine katkı sağlayan Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması'nın 31.si geçtiğimiz aylarda gerçekleşti.
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) tarafından düzenlenen yarışma, 1992 yılından bu yana yeni nesil tasarımcıları moda endüstrisine kazandırarak Türkiye’nin en etkileyici moda arşivini yaratıyor; sektörün gelişimini ve tarihini temsil ediyor. Yarışmanın finalistleri, günümüzde Türkiye’nin en tanınmış moda tasarımcıları olarak kendi markalarına veya moda dünyasının önde gelen markalarına yön veriyor.
2023 Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması’nın 3 finalisti ve koleksiyonlarını (Muhammed İloğlu - Loser Lover, Damla Çarkçı - Memento Mori, Elara Esmer - Dystonic Poetry), kendilerinden ve mentörleri Özlem Kaya ve Nihan Peker'den dinledik.
31. KOZA GENÇ MODA TASARIMCILARI YARIŞMASI FİNALİST MENTÖRÜÖZLEM KAYA
31. Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması’nın 3 finalisti ve koleksiyonları (Muhammed İloğlu - Loser Lover, Damla Çarkçı - Memento Mori, Elara Esmer - Dystonic Poetry) hakkında yorumlarınızı alabilir miyiz?
Kazananlardan önce, ilk 10'a girmeye hak kazanmış genç tasarımcılarla çalışmaktan ve onları tanımış olmaktan çok mutlu olduğumu söylemek isterim. Birlikte geçirdiğimiz zamanda ben de onlardan çok şey öğreniyorum. Ödül almış olmak tabi ki kıymetli ama bu yarışmada ki önemli periyotlardan biri olan uygulama süreci genç tasarımcılar için adı konmamış ödül diyebiliriz. Kazanan tasarım ve tasarımcılara gelirsek; üçünde de ilerde bizi gururlandıracak işlere imza atacak yetenek ve vizyonda görüyorum. Koleksiyonlarında ayrı ayrı etkilendiğim çok fazla detay var. Genel olarak bu detaylar izlerken gözden kaçıyor ama bizim şansımız her aşamasında olduğumuz için onları daha yakından görebilmek. Hikayeleriyle, kullandıkları malzemelerle, detaylarıyla 3 koleksiyonu da çok beğeniyor bundan tekrar başarılar diliyorum.
Yarışma finalistlerine mentörlük yaptınız. Finale hazırlık süreci nasıl geçti?Ben her zaman işin mutfağını çok sevmişimdir. O yüzden gala gecesinden bağımsız, en sevdiğim süreç atölye ve fitting; onlarla ilk tanıştığım toplantıyı da çok seviyorum. Final gecesinde belli etmesem de onlardan daha heyecanlı olabiliyorum. Tabi ki zorlu bir dönem geçiriyoruz, kolay olduğunu söyleyemem ama hem biz mentörler hem tasarımcı yarışmacıların ders çıkardığı birçok olaya şahit oluyoruz. Bu da bize her seferinde daha iyisini yapmak adına ışık tutuyor.
Gelecekte Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması’na katılmayı düşünen, moda endüstrisine girmek ve moda tasarımı alanında kariyer yapmak isteyen genç yeteneklere ne söylemek istersiniz?
Öncelikle kesinlikle "Katılsınlar" derim. Bir tasarımcı olarak hayalini kurduğunuz şeylerin başınıza geldiği, önünüze imkanların sunulduğu deneyimlerle dolu bir süreç .Üzerine bir de ödül alırsanız ne güzel olur... O yüzden sakın çekinmesinler, kendilerini yetersiz bulmasına ve mutlaka katılsınlar derim.
31. KOZA GENÇ MODA TASARIMCILARI YARIŞMASI FİNALİST MENTÖRÜNİHAN PEKER31. Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması’nın 3 finalisti ve koleksiyonları (Muhammed İloğlu - Loser Lover, Damla Çarkçı - Memento Mori, Elara Esmer - Dystonic Poetry) hakkında yorumlarınızı alabilir miyiz?Finalistlerin kendilerini tanıdıkça, koleksiyonlarıyla ne kadar örtüşen dünyaları ve stilleri olduğunu gördüğümüz için bu bize zaten onlar hakkında ciddi bir ipucu veriyordu. Üçü de koleksiyonlarını, özveriyle hazırlayan ve final gecesine doğru giden yolda özveriyle çalışan üç tasarımcıydı. O yüzden onları ayrıca çalışkanlıkları için tebrik ediyorum .
Yarışma finalistlerine mentörlük yaptınız. Finale hazırlık süreci nasıl geçti?Hazırlık süreci çok güzel geçti, yarışmacılarla keyifli bir atölye ve hazırlık süresi geçirdik. Tabii ki endişelerimiz yorgunluklarımız oldu ama tüm yarışma süreçlerinde hissettiğimiz heyecanın çok daha fazlasını hissettiğimizi söyleyebilirim. Genç finalistlerle bu heyecanı yaşamak bizim içinde çok özel bir tecrübeydi; onlarla aramızda kurduğumuz bu bağ ve ileriki yıllara taşınacak bir dostluğun ilk adımlarını attık diyebilirim.
Gelecekte Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması’na katılmayı düşünen, moda endüstrisine girmek ve moda tasarımı alanında kariyer yapmak isteyen genç yeteneklere ne söylemek istersiniz?
Özellikle Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması, sektörün en önemli ve en doğru yapılan yarışmalarından bir tanesi, pek çok genç ve deneyimli tasarımcının bu yarışmadan çıktığını görüyoruz. Bu alanda kariyer yapmak isteyen herkesin şansını denemesini ve kendisine bu fırsatı vermesini ben tavsiye ederim. Derece girilmese bile yarışmada olmanın verdiği deneyim ve bu tecrübe bile çok kıymetli...
KOZA GENÇ TASARIMCILAR YARIŞMA BİRİNCİSİ
MUHAMMED İLOĞLU - “LOSER LOVER’’ KOLEKSİYONU
Kısaca sizi tanıyabilir miyiz? Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması ile yollarınız nasıl kesişti?
Merhaba, Muhammed İloğlu 1995 yılında Bursa'da doğdum. İlkokul ve lise eğitimimi Bursa'da tamamladıktan sonra 2013 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'ne girmeye hak kazandım. Ve lisans eğitimimi derece ile tamamladım. Katıldığım çeşitli workshoplar ile deneysel tasarımla ilgili çalışmalar yaptım. 3. Tasarım Bienali kapsamında İKSV ve H&M'in düzenlediği "Fashioning the Future" sergisinde 20 genç tasarımcı arasında yer aldım. Aynı zamanda 2017 yılında 25. Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışmasında ilk 10 finalist arasında yer aldım ve yollarımız burada kesişti. İMA Master programına katılım ödülü kazanarak mezun oldum. MBFW kapsamında düzenlenen New Gen Ve Karma defilelerinde yer aldım. Şuan KÖFN grubunun stylingini yapıyorum ve tasarımla birleştirerek kariyerime devam ediyorum.
Yarışma koleksiyonunuza nasıl karar verdiniz? Nasıl doğdu? İlham kaynağı neydi?
Aslında son dönemde de yükselişe geçen “Quiet Luxury” akımı oldukça fazla ilham kaynağım oldu. Uzun zamandır çabuk tüketilmesini istemediğim, zamansız, cinsiyetsiz gibi temaların üzerine düşünüyordum ve pandemi döneminde eve kapanmak bana oldukça ilham verdi. Puzzle parçalarını yerine oturtup herşey hakkında uzun uzun düşünmeme ve harekete geçmem için ilham almama sebep olan bir süreç yaşadım. Bu koleksiyonuda 3 yıl önce evlere kapandığımızda yaptım aslında... 3 yıl üzerinden geçince ve hala bakıp heyecanlandığımda, zamansız bir şey yaptığımı farkedip Koza Yarışması'na katılma kararı aldım. İlham kaynağım bize ait olmayan ve gitmese izin veremediğimiz herşey hakkındaydı; bu yüzden koleksiyonun ismi "Loser Lover".
Yarışma için hazırladığınız koleksiyonun süreçlerinden bahseder misiniz? Moodboard, atölye çalışmaları, üretim…
3 aylık atölye ve kalıp sürecinde tüm yarışmacılar gibi benim de koleksiyonumu kısa ama aslında uzun bir sürede hazırladık. Koleksiyonu uzun zaman önce herşeyiyle hazırlayıp, finale kaldıktan sonra üretim aşamasına girdik. Yarışmaya katıldığımda herşeyim hazırdı aslında... Kullanacağım kumaşlar vs.; 3 ayda karar vermedim dediğim gibi 3 yıldır üstünde düşündüğüm bir koleksiyondu.
Kullanılan teknikler, işçilikler ve kumaşlardan bahseder misiniz?
Aslında tam tersi detaydan çok, bir adım geri çekilerek resme uzaktan bakmayı tercih ettim. Diğer tasarımcı arkadaşlarımın atladığı ve göremediği şey buydu. Detaylarda kaybolmak yerine yalın ve etkili bir dil oluşturmayı tercih ettim ve tasarımlarıma bu şekilde yönlendirdim. Renk, baskı, dokuma, nakış vs. detayların hiçbirine yer vermedim. Sadece silüet odaklı ve deneyimle yaptığım yüzey manipülasyonlarını yerinde ve dozunda kullanmamın koleksiyonumu etkili ve canlı kıldığını düşünüyorum. Aslında herşeyi kullanmak yerine, bir şeye karar verdim ve onun üzerine gitmeyi tercih ettim. Bu da koleksiyonun tavrında etkili rol oynadı. Denim, gabardin, yünlü İtalyan kumaşlar koleksiyonun ana kumaşlarıydı.
Moda dünyasının geleceğinde kendinizi nerede görmek istiyorsunuz?
Tasarımın yanı sıra styling her zaman hayatımda... Kariyerime mantıklı bir şekilde tasarım gücümü de kullanarak ilerlemek istiyorum. Tasarımcı ve stylist çok ama ikisinden de vazgeçmiş ve birşeyleri baştan inşa etme fikri daha değerli geliyor kulağa. Gidebildiğim yere gitmek istiyorum açıkçası. Jenerasyonumun en büyük şanssızlığı denilen kendimizi bir yere ait hissetmeme duygusuyla, benim için zoru başarmak adına daha kolay ve mümkün geliyor. Tasarım ve stylingi birleştirerek dünyayı güzelleştiren işler yapmak istiyorum. İşin özünde, birşeyleri yapmak için yapmak istemiyorum. Zamanla iş etiğiminde oturup, yoluma devam edeceğimi düşünüyorum. Şuan zaten kariyerime çoktan başlamış durumdayım. Hep beraber neler olacak göreceğiz...
KOZA GENÇ TASARIMCILAR YARIŞMA İKİNCİSİ
DAMLA ÇARKÇI - “MEMENTO MORİ” KOLEKSİYONUKısaca sizi tanıyabilir miyiz? Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması ile yollarınız nasıl kesişti?
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü'nü 2022 yılında birinci olarak tamamladım. Aynı yıl Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü’nde Tekstil bölümü yüksek lisansıma başladım. Eğitim hayatım boyunca giyim, dokuma ve triko firmalarında staj yaptım. Örme alanında ilerleyerek çeşitli projelerde yer aldım ve deneyim kazandım. Bu alanda geliştirdiğim kumaşları yarışmalarda gösterme fırsatı buldum. Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması da, triko çalışmalarımın ön planda olduğu koleksiyonlarımla 2 yıldır başvurduğum bir yarışmaydı.
Yarışma koleksiyonunuza nasıl karar verdiniz? Nasıl doğdu? İlham kaynağı neydi?
Bir gün yolda yürürken ücra bir köşede duvara asılmış hologramlı tablolardan yola çıkarak temamı belirledim. Memento Mori, ‘’fani olduğunu hatırla’’ anlamına gelen Latince bir deyiştir. Bu kavramdan esinlenerek parayı yansıtan insan yüzü ve kurukafayı aynı anda görebileceğimiz hologram efektli bir triko yüzeyi tasarladım. Koleksiyonumu oluşturmamdaki en büyük etki bu oldu diyebilirim.
Yarışma için hazırladığınız koleksiyonun süreçlerinden bahseder misiniz? Moodboard, atölye çalışmaları, üretim…
İlk etapta bilgi toplama ve görsel araştırma yaparak hikaye panosu oluşturdum. Ölüm, para, işçi, kral ve kraliçe kavramlarından yola çıkarak tasarımlarımı yaptım ve her bir ürün için teknik föy hazırladım. İHKİB desteğinde IMA koordinasyonunda sağlanan atölyelerde kalıp ve dikim işlemlerimi tamamladım.
Kullanılan teknikler, işçilikler ve kumaşlardan bahseder misiniz?
Koleksiyonda yaşamın ve ölümün aynı anda gösterilmesini amaçladım. Bu nedenle iskelet görünümlerini kırmızı, ten görünümlerini mavi renk ile görülecek şekilde hologram efekti kullanarak trikoya uyarladım. Jakar tekniklerini kullanarak trikolarımı oluşturdum. Mezar sembolizmi haline gelmiş ölüm çiçeği olarak da bilinen kırmızı örümcek zambağını nakış tekniği ile koleksiyonda yer verdim. Koleksiyon bütünlüğünü sağlayan dikiş efektli baskı tasarımları oluşturdum. Bu süreçte Yün-polyester ve pamuk içerikli kumaşlar kullanmayı tercih ettim.
Moda dünyasının geleceğinde kendinizi nerede görmek istiyorsunuz?
Örme sektöründe kendimi geliştirip inovasyon odaklı çeşitli yüzey tasarımlarıyla, Türkiye’de tekstil sektörüne katma değerli tasarım geliştirmeyi hedefliyorum. Örme makinelerinin programlarına ve makine işleyişine hakim olup ileride kendi mini triko stüdyomu kurmayı hayal ediyorum.
KOZA GENÇ TASARIMCILAR YARIŞMA ÜÇÜNCÜSÜ
ELARA ESMER - “DYSTONIC POETRY” KOLEKSİYONUKısaca sizi tanıyabilir miyiz? Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması ile yollarınız nasıl kesişti?
İsmim Elara Esmer, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarımı son sınıf öğrencisiyim. Okul hayatımla birlikte 5 senedir freelance moda tasarımı ve farklı disiplinlerde çalışmalar üretiyorum. Koza Genç Moda Tasarım Yarışması, sektörde yer edinmek isteyen genç tasarımcıların attığı ilk adımlardan biri olarak önem taşıyor. Hem yarışma hem de yarışma süreci, eğitici bir program olmasıyla beraber, alanında çok başarılı isimlerle çalışma fırsatı tanıyor. Bu alandaki katılımcılara büyük deneyimler sağlıyor. Bu sebepten dolayı, Koza Yarışması benim için yarışmadan çok deneyimlemek istediğim bir süreçti.
Yarışma koleksiyonunuza nasıl karar verdiniz? Nasıl doğdu? İlham kaynağı neydi?
Sanat pratiğim, genel olarak estetik değerlerin sorgulanması ve çeşitli konulardaki felsefi derinlikleri keşfetme üzerine odaklanıyor. Temellerini 2 sene önce bir ders projesinde attığım konumun üzerine farklı disiplinlerde yapmış olduğum çalışmalarla beraber, bende yarım kalmış hissi uyandırdığı için koleksiyonumu bu kez de yarışma için ele almak istedim.
"Dystonic Poetry", hastalık imgesini estetik bir çerçevede çirkinliği yorumlayarak ele alıyor. Anatomik kuralların bir kenara bırakılarak bedenin eksik veya deforme olmuş çirkin hali, koleksiyon içinde estetik bir imgeye dönüştü. Bu, hastalık temalarını sanatsal bir bakış açısıyla ele alarak, bozulmalara atıfta bulunuyor ve koleksiyonu oluştururken bu temaları kullanma kararı almama ilham kaynağı oldu.
Bu koleksiyonun doğuşu, ideal güzellik kavramlarına meydan okuma ve sanatın sınırlarını zorlama arzusuyla şekillendi. Aykırı, hatalı, hastalıklı ve bozuk gibi algılanan unsurları sanatsal bir dille giysi formlarına aktararak, estetiği sorgulama ve yeniden tanımlama çabası bu koleksiyonun temelini oluşturuyor.
Yarışma için hazırladığınız koleksiyonun süreçlerinden bahseder misiniz? Moodboard, atölye çalışmaları, üretim
Denim ağırlıklı koleksiyonum için kullanmak istediğim kumaş kalitelerini yarışma öncesinde netleştirmiştim. Yarışma sürecinin başlamasıyla birlikte, koleksiyonlarımızın seçilmesinin ardından hızlı bir atölye çalışmasına başladık. İlk 3-3,5 hafta boyunca, kalıp çalışmalarımın yanı sıra denim kumaşlarımın araştırma-geliştirme çalışmalarını, sponsorum olan DNM Denim fabrikasında sürdürdüm.
Bu süreçte, tasarımlarımızın prova denemeleriyle birlikte kalan kumaşların tedariki ve triko parçamın üretimiyle ilgili çalışmalarım devam etti. Son olarak, yapılan çeşitli kalıp provalarından mentörlerimiz tarafından onaylanan paçaların; orijinal kumaşta üretimleriyle, gerekli fittingleri ve aksesuar üretimlerini sağlayarak çalışmalarımı tamamladım.
Kullanılan teknikler, işçilikler ve kumaşlardan bahseder misiniz?
Koleksiyonumda ağırlıklı olarak denim kumaşlar kullanılmakla birlikte, desteklediğim diğer kumaşlar arasında raw denim, ipek, triko ve gabardin bulunuyor. Denim kalitelerimde çeşitli çamur boya solüsyonlarıyla yapılan yıkama işlemleri ve destroy etkileri kullandım. Denim kumaşlarımda kullandığım dili, denimin ham ve sert tavrının tersi olan gabardin ve ipek kumaşlarında gerçekleştirdiğim pilise işlemleri ve destroy uygulamalarıyla beraber farklı bir ifade olarak yansıtmaya çalıştım.
Moda dünyasının geleceğinde kendinizi nerede görmek istiyorsunuz?
Yaşamın dinamizmi içinde, her gün yeni bir şeyler keşfetmek ve öğrenmek, tasarımcı kimliğimi zenginleştiren bir süreçtir. Bu yolda, tutkuyla ve azimle ilerleyerek kendime yeni ufuklar açmayı amaçlıyorum. Moda dünyasında sadece mevcut trendlere uyum sağlamak, benim için yeterli değil. Tam aksine, kendimi sadece trendleri takip eden bir tasarımcı olarak değil; onları şekillendiren ve yaratıcı bir şekilde yöneten bir profesyonel olarak görmeyi amaçlıyorum. Trendleri sadece takip etmek, kısıtlı bir perspektife sahip olmamıza sebep olabilir. Ancak, bu süreci yöneten bir tasarımcı olarak; kendi vizyonumu ve estetik anlayışımı yaratıcı bir şekilde ifade ederek sektöre yön verebileceğime inanıyorum.