Tasarımlarıyla kadınları her zaman şaşırtmayı
başarabilen çağdaş bir romantik o. Dries van
Noten'ın büyülü bahçesinden içeri girince
mütevazı, gerçek ve biraz da fantastik bir
dünyayla karşılaşacaksınız.
#text>
#text>
1980'lerde tasarıma başladığı
ilk yıllarda
moda dünyasında
bambaşka olgular
vardı. Zamanla değişen
atmosfere, farklılaşan önceliklerle ayak uydurabilmek
Dries van Noten'ın belki de en güçlü silahlarından
oldu. Kumaş tutkusu sayesinde limitlerini ne kadar zorlayabileceğini
keşfetti. Beklenmeyeni yaratan tasarımcı
olarak moda dünyasına ismini yazdı. Birçok genç modacı
ondan ilham aldı. Öyle ki The World's Most Influential
Fashion Designers kitabında yazar Noel Palomo-
Lovinski, Nicolas Ghesquiere'nin Balenciaga yıllarında,
hatta tam olarak 2007 sonbahar-kış koleksiyonunda
Dries van Noten'ın tasarım imzasına fazla benzeyen
bir koleksiyona imza attığını öne sürüyor. Aynı kitapta
Phillip Lim'in 2010 ilkbahar-yaz koleksiyonunun, Noten'ın
2009 sonbahar-kış koleksiyonundan izler taşıdığını
da iddia ediyor.
Yıllar önce verdiği röportajlarda cool ve elegan tanımlarının
birbirinden ne kadar zıt olsa da aslında bütünlük
sağlayabildiğinden bahsediyordu. İnsanların
bunu anlaması yıllar sürdü. Bugün çok şık ipek eteği,
oversize üstle giyebiliyorsak bu, Dries van Noten'ın
dahi tasarım anlayışından kaynaklanıyor. Dries Van
Noten, ne kadar çağdaş yaklaşımlarda bulunsa da as lında gerçek bir romantik olduğunu inkar etmiyor. Öyle
ki, bahçesindeki çiçeklerle ilgilenmek en büyük tutkularından.
Şimdi tasarımcının Antwerp'teki bahçesinden çıkıp
podyumunda yarattığı bahçeden içeri giriyoruz.
#text>
#text>
#text>
MASALLARDAN GARDIROPLARA
ELLE: 2015 ilkbahar-yaz koleksiyonunuzda sanki bir masal
dinliyor, pastoral bir tabloya bakıyor ve aynı zamanda bir Woodstock
anına ışınlanıyor gibiydik. Tüm bu karmayı inanılmaz
uyum içinde sunmayı nasıl başarıyorsunuz?
#text>
DRIES VAN NOTEN: Bana ilham veren her şeyi kumaşların
ötesine taşımaya çalışıyorum. Müzik, filmler ve tablolar en
büyük esin kaynaklarım. Onlardan fikirler doğuyor, sonra
koleksiyonlar oluşuyor. Fantezi ve gerçeklik arasında geçiş
yaratmak istiyorum ki bu iki olgu arasındaki sınırlar
ortadan kalksın. Koleksiyonlarda haute couture unsurları
bulunsa da aslında tutkuyla bağlı olduğumuz hazır giyim
fikirleri ve uygulamaları içeriyor. Devamı ELLE Nisan sayısında!
#text>
#text>
#text>
SERLİ GAZER BOYACI