Doğduğunda da su gibi güzel miydin böyle? O nedenle mi adın Bensu?
Çok teşekkür ederim iltifatınız için! Bensu ismi 90’ların çok sevilen ‘Bizimkiler’ dizisinde rol alan bir oyuncunun gerçek hayattaki adıymış ve bu isim annemin de çok hoşuna gittiği için adım Bensu olmuş.
Üç kardeşsiniz, ikizinle senin aranda daha farklı bir bağ mı var? Yoksa hepiniz birbirinize eşit yakınlıkta mısınız?
İkiz olmak çok farklı ve özel bir his kesinlikle, ama ikisine de olan düşkünlüğüm apayrı, çok fazla.
Yaşadığımız kısıtlayıcı süreç herkesi farklı şekilde etkiledi ve geliştirdi, senin açından nasıl bir dönemdi?
Pandemi süreci herkes için zor bir dönem oldu. Hepimiz günlük rutinimizden uzaklaştık, evlere kapanıp belki de bambaşka bir hayat yaşamaya başladık. Ama bir yandan da bizlere içimizdeki potansiyeli keşfetmek, eskiden olduğumuzdan çok daha güçlü geri dönmek için harika bir fırsat sundu. Ben de evde olmanın olumlu tarafına tutunup ken- dimi bir adım ileri götürmeye çalıştım, içimdeki potansiyele odaklandım.
Kıyafetlerinde renk kullanmaktan kaçmıyorsun, değil mi? Tüm zamanlar için favori tonların ve renk kombinasyonların hangileri?
Siyah ve beyaz her dönem favorimdir ama dediğiniz gibi renk kullanmaktan da kaçmıyorum.
Evinin duvarlarındaki resimlerin ve çizimlerin de rengarenk. Neler çiziyorsun, çizerek neler anlatıyorsun?
Tamamen ruh halimi yansıtıyor çizimlerim. Her çizdiğim şey başka bir şey ifade ediyor benim için. Hepsinin tek ortak noktası verdikleri pozitif enerji sanırım. Çizimlerimin içinde kendimi harikalar diyarında gibi hissediyorum.
Bir senaryo okuduğunda aklına gelen ilk sorular neler oluyor? Mesela seyircinin o dönemde ne izlemeye yatkın olduğuna önem verir misin? Bir işe evet derken en çok neye dikkat ediyorsun?
Benim için en önemli şey senaryoyu soluksuz okumak. Eğer bir senaryoyu elimden bırakamıyorsam ve bitirene kadar aralıksız okuyorsam, o iş benim için 1-0 öndedir. Onun dışında vermek istediği mesaj, izleyicinin isteğine uygun olup olmaması, yönetmeni, yapım şirketi, cast... bunların hepsi tek tek önemli tabii ki.
Bu tarz mesleki kararları verirken uzun uzun düşünür müsün ya da daha hızlı ve içgüdüsel mi davranırsın?
Çok hızlı karar vermem, muhakkak üzerinden en az 1-2 gün geçmesine izin veririm. O geçen günlerin bana hissettirdiklerine göre de karar alırım.
Komediyle aran nasıl, oynamak ister misin?
Komedi, izlemeyi en sevdiğim türlerden biri. Ayrıca çevremdekilerin beni en çok görmek istedikleri alan. Çünkü günlük hayattaki mizacım komediye çok yatkın.
Durmak, normalde metropol insanına uzak bir eylem, ama uzun bir süre ister istemez durduk. Durunca kendinle ilgili yeni keşiflerin oldu mu? Yeni hayaller kurdun mu ya da yeni ilgi alanları buldun mu kendine?
Demin de dediğim gibi, durduğumuz süreçte ben hiç durmadım, hep bir şeylerle oyalandım. Her günümü programladım ve o programa uyarak yaşadım. Her gün spor/yürüyüş yaptım, ilgi alanlarım konusunda kendimi geliştirmeye özen gösterdim, mutfakta bolca vakit geçirdim ve daha önce denemediğim yemekler yaptım. Ama bunları yaparken hep iyileşeceğimiz günlerin hayali ve özlemiyle doluydum.
Henüz çok uzak görünüyor ama hayal bu ya, diyelim ki haftaya uluslararası bir ödül törenine katılacaksın. Kırmızı halıya nasıl hazırlanırdın, ne giyerdin?
Ah çok özledim o hazırlıkları, inşallah en yakın zamanda kavuşuruz yine o günlere. Ne giyeceğime karar vermek günler sürüyor zaten, şu an çok zor buna cevap vermek :)
Rhythmic American Poetry / Rap müziğini ve hip-hop kültürünü çok sevdiğini biliyorum, bu merak ne zaman başladı? Kimleri dinliyorsun? Giyim stillerini de seviyor musun?
Çocukluğumdan beri bu böyle. Ruhum genelde bu müzikleri istiyor, ama rap ve hip-hop dışında da her tür müzik dinliyorum. Giyim stillerini çok seviyorum, etkilerini benim giyim tarzımda da görüyoruz aslında. Bu ara en çok Cardi B, Drake, Post Malone dinliyorum.
Sosyal medya paylaşımlarından evde de çok eğlendiğin hissediliyor, öyle mi gerçekten? Erkenci misin, gece kuşu mu? Boş bir gününde neler yaparsın?
Evde vakit geçirmeyi çok seviyorum. Çok eğlendiğim günler de oluyor, daha durağan geçen günler de elbette. Ben tam bir sabah insanıyım. Her sabah 5:30’da uyanıyorum. Boş günümde spor yapıyorum, çizim yapıyorum, dizi/film izliyorum, ailemle ve dostlarımla vakit geçiriyorum. Boş oturmayı hiç sevmem, o yüzden hep oyalanacak bir şeyler yaratıyorum kendime.
Köpeğin Bruno bir labradoodle değil mi, müthiş bir aşk var aranızda. Bruno dışında başka hangi dostlar var evde?
Evet, Bruno Labradoodle cinsi bir bebek. Onun dışında bir Maltese, bir de sokak kedimiz var. Hepsiyle aramdaki aşk aynı şiddette. Sokaktaki herhangi bir canlıyla benim evimde yaşayan kedi/köpeğime beslediğim aşk da bire bir aynı. Hiçbirini ayıramıyorum birbirinden.
Hayvanların insanlardan daha iyi yürekli olduğuna inananlar çoğalıyor, sen ne düşünüyorsun?
Benim hayatımda hayvan sevmeyen insana yer yok. Ama hayvanlardan korkan insanlar için geçerli değil bu söylediğim, o bambaşka bir şey tabii ki.
Annen ve babandan öğrendiğin en önemli şey ne?
Hayattaki en önemli şeyin ‘aile’ olduğu.
Bugünkü Bensu’yu hangi sıfatlarla anlatırsın? Karakterinin en sevdiğin yanları neler ve değiştirmek istediğin özelliklerin var mı?
En sevdiğim huyum kaderci oluşum sanırım. Negatif durumlarla karşılaştığımda bile ‘böylesi benim için daha iyiymiş demek ki’ diyerek mutlu bir şekilde yoluma devam ediyorum hep. Değiştirmek istediğim huyum yok, olduğum halimle mutluyum.
23 Mart doğumlu bir Koç burcu kadınısın. Seni mantığın mı yönetir, kalbin mi?
Altıncı hissim çok kuvvetli, karar verirken hislerimle hareket ediyorum. Bana iyi hissettiren tarafa gidiyorum her zaman. Düşündüğümde üzerimde ağırlık hissettiren şeyleri hayatıma kesinlikle almıyorum.
Hayat yolculuğunda ve seçimlerinde şansın önemi nedir sence? Senin en önemli şansların neler?
Benim en önemli şansım bizi sevgiyle büyüten ailem. Hayat yolculuğumuzda sahip olduğumuz yetilerin yanında birazcık şans olmazsa olmaz diye düşünüyorum.
Günlük moda stilini nasıl tarif edersin?
Günlük moda stilim içinde kendimi özgür hissettiğim, rahat kombinlerden oluşuyor. Yüksek bel pantolonlar ve botlar vazgeçilmezim. Onları şapkalarla kombinlemeyi seviyorum. Çoğunlukla spor giyiniyorum.
Defileleri ve sezon trendlerini yakından takip eder misin?
Evet takip etmekten çok keyif alıyorum ama trend olan her şeye sahip olmak gibi bir tutkum hiçbir zaman olmadı.
En beğendiğin moda tasarımcısı?
Tek bir kişiyle sınırlandırmam çok zor. Örneğin Andy Warhol’dan ve modern soyut sanat akımlarından etkilenen, feminen detayları olan tasarımlarıyla Donatella ve Gianni Versace’yi çok beğeniyorum. Onların tasarımları bana tablolardan aldığım keyfi veriyor. Ama kendi stilimde çok fazla tercih etmiyorum. Miuccia Prada, Prada’nın yolculuğunda beni çok etkileyen bir diğer tasarımcı.
Gardırobunu açsak en çok ne görürüz?
Şapkalar ve ayakkabılar! Kesinlikle vazgeçemiyorum.
En son kendine ne aldın?
Bottega Veneta Camel tabanlı bot aldım. Bu sezon en çok Dior’un stili dikkatimi çekiyor.
Aksesuar tercihlerin nedir?
En favori aksesuarım şapkalar. Sonrasında küpeler geliyor. Farklı farklı modelleri kombinleyip hepsini yan yana kullanıyorum. Küpelerden sonra bileklikler, sonra yüzükler ve en son kolye olarak sıralayabilirim. Kemerler en az tercih ettiğim aksesuarlar.
El yeteneğini kullandığın başka sanat alanları var mı? Mutfakla aran nasıl?
Seramikle uğraşıyorum, şimdi amacım onda da kendimi biraz geliştirmek. Yemek yapmayı çok seviyorum ve yaptığımda çok pozitif yorumlar alıyorum, ama doğrusu çok nadir yemek yapıyorum. Eskiden çok fazla atkı, bere, kazak örmüşlüğüm var. El işi gerektiren her şeyden büyük keyif alıyorum.
Clear’la ikinci yılına girdiğiniz bir işbirliğiniz var. Böyle büyük bir markanın ilk Türk kadın yüzü olmak nasıl bir his?
Bir oyuncu olarak yaptığım her seçim, kariyerim açısından oldukça önemli. Marka işbirlikleri de bu seçimler arasında geliyor. O yüzden gelen her teklifi artıları ve eksileriyle günlerce düşünüyor, tartıyorum. Clear, işbirliği yapacağım bir markadan beklentimi her yönüyle karşılıyor ve böyle bir markanın yüzü olmak bana daha da cesaret veriyor. Hem ürünüyle, hem de vermek istediği özgüven mesajıyla beni çok etkileyen bir marka Clear. Ve böyle bir markanın ilk Türk kadın yüzü olmak çok heyecan verici. Bu mesajı tüm kadınlarımıza ileterek, onlara “Göster Kendini” diyerek bu gücü elde etmelerinde bir katkımın olması bana inanılmaz gurur veriyor.
Clear’ın kadınlara özel geliştirdiği şampuanları için çektiğiniz ikinci reklam filminiz de yayına girdi. Kapadokya’da çekimler nasıl geçti?Reklam filmi size neler hissettirdi?
Çekimler çok keyifliydi! Kapadokya insana çok farklı hisler yaşatan bir yer. Hem doğasıyla hem de mistik ruhuyla bizi çok besledi, enerjimize enerji kattı diyebilirim. Kil, doğanın bize bahşettiği, mucizevi bir şey. Kil Terapisi Şampuanı için de Kapadokya’dan daha iyi bir çekim lokasyonu olamazdı sanırım. Bu sayede, çok farklı, çok güzel bir işe imza attığımızı düşünüyorum. Hepimizin çok içine sinen bir iş oldu.
İki yıldır anlattığınız bir özgüven hikayesi var. Peki Bensu Soral özgüvenini nereden alıyor?
Bence Clear’ın en güçlü olduğu alan, marka olarak verdiği özgüven mesajı ve insanlara “Göster Kendini” diyebilmesi. Kim olursak olalım, hepimizin özgüvene ihtiyacı oluyor. Ekran önünde görünüyor olsak da hepimizin zaman zaman kendimize bunu hatırlatmamız gerekiyor. Ben böyle zamanlarda, hem duygusal olarak pozitif olmaya, hem de dış görünüşüme özen göstererek kendimi iyi hissetmeye önem veriyorum. Yani önce içime dönüyorum, sonrasında ise ihtiyaç duyduğum özgüveni kazanmak için en iyi halimde olmaya çalışıyorum. Bu anlarda da en büyük önemi saçlarıma veriyorum.
Her kadın gibi senin için de saçların çok önemli o zaman. Senin için güzel bir saç ne demek?
Kadın, erkek fark etmeksizin, her- kes için saçları çok önemlidir bence. Dış görünüşümüzden mutlu olmak, kendimizi iyi hissetmek için saçlarımızın güzel olmasına mutlaka dikkat ederiz. Ben de öyleyim. Saçlarımla ilgili övgü aldığımda çok mutlu oluyorum mesela. Saçlarım parlak ve yumuşak görünmediğinde de kendimle ilgili iyi hissetmiyorum, daha özgüvensiz hissediyorum. Sanırım benim için güzel bir saç demek, temiz, parlak ve yumuşak bir saç demek.
Çok doğal bir güzelliğin var ve saçlarının rengi de dahil olmak üzere sanırım kendine fazla müdahale ettirmiyorsun. Doğallık senin için ne kadar önemli?
Doğanın bize hediye ettiklerini kullanmaya bayılıyorum. Kili, örneğin, hem cildimi hem de saçlarımı arındırmak için kullanıyorum. Bu sırrımı sizlerle paylaşabilirim. Kil, yıllardır uyguladığım bir bakım ve yeni Clear Kil Terapisi Şampuanı’yla da bunu saçlara taşımış olmak çok heyecan verici.
Doğal havan karakter seçiminde rolden role girebilmek ve çeşitlenebilmek için de avantajlı oluyor mu?
Ben avantajlı olduğunu düşünüyorum. Minicik bir değişiklikle bambaşka bir insana dönüşebiliyorum.
Özel bir beslenme düzenin ya da fitness rutinin var mı?
Çok programlı yaşıyorum her günü. Arada tabii ki bozduğum oluyor, ama genel olarak çok sağlıklı besleniyorum ve sporumu asla aksatmıyorum.
‘İçerde’ dizisinden sonra televizyona ara verdin. Çıtası çok yüksek bir işti, ama aradan dört sene geçti, biz seni özledik, sen ekranda olmayı özlemedin mi? Var mı seni heyecanlandıran yeni projeler?
Kesinlikle ben de çok özledim! Beni heyecanlandıran işler var evet, sanırım artık ekranlara dönmeye çok yakınım.
Dijitaldeki işlerin etkinliğini nasıl görüyorsun?
Bizden de dijitale bolca iş yapılıyor artık, bu çok gurur verici. Bu durumun bizim sektörü daha da ileri taşıyacağından hiç şüphem yok.
İlk sinema filmin Organize İşler Sazan Sarmalı’nda çok usta isimlerle çalıştın. Nasıl bir deneyim oldu, sinemanın tadı ve enerjisi farklı mıydı?
Sinema gerçekten bambaşka bir deneyimmiş. Üstelik ilk sinema filmimde bu kadar usta isimlerle bir arada olmak bana çok şey kattı, gerçekten büyük şans. Yılmaz Erdoğan’la çekim öncesinde Köyceğiz’de tüm ekip uzun bir kampa girdik. Hem çok eğlenceli, hem de çok eğitici oldu.
Evlilikte üçüncü seneye girdiniz, aşkın hangi evresindesiniz?
Hâlâ giriş bölümünde olduğumuzu düşünüyorum! Bir senesi pandemiyle geçti zaten ve vakit o kadar hızlı geçiyor ki, evlendiğimiz günden bu güne üç yıl değil üç gün geçmiş gibi hissediyorum.
İlişkide karşılıklı mutluluk için en çok ne lazım?
Saygı, sevgi ve empati.
Yazı iple çekiyor musun, seyahat planlarınız belli mi?
Bu yaz da kısıtlamaların bu şekilde olma ihtimali yüksek. O yüzden tek dileğim bir an önce bu durumun sona ermesi.
Dünyanın yaşadığı problemlerden seni en çok etkileyen ya da kızdıran hangisi?
Beni en çok üzen, sevgiyle büyümemiş insanların sevgisizliği ve acımasızlığı... Hayvanlara ve insanlara yaptıkları zulümler. Beni en çok ağlatan şeyler bu kalpsizlikler.
Sence Covid-19 bizim nesile ne öğretti?
Sahip olduğumuz hayatın, aldığımız nefesin kıymetini bilmeyi ve sevdiklerimize daha fazla zaman ayırmamız gerektiğini öğretti diye düşünüyorum.
Gelecekle ilgili sağlık dışında bir dileğin olsa bu ne olurdu?
Sevgi dolu yeni nesiller... Sevgi olduğu zaman beraberinde bütün güzellikler gelir zaten.