BODRUM’DA DENİZE AÇILMAK

The Setting'in kurucusu Amanda Shine'ın gözünden ilk kez gelip hayran kaldığı Bodrum.

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 25 Eylül 2017
BODRUM’DA DENİZE AÇILMAK

İş ortağım Billur ona eşlik edip ailesiyle zaman geçirmek için beni doğduğu ülke olan Türkiye’ye davet ettiğinde, ilk düşüncem hediyeler ve Türk havluları için bavulda ekstra yer bırakmam gerektiği oldu. Türkiye ziyaret etmek istediğim bir ülkeydi ve çocukluğunun büyük bir kısmını orada geçirmiş olduğu için etrafta rahat bir şekilde dolaşabilen en yakın arkadaşlarımdan biri tarafından gezdirilmek de, vazgeçilemeyecek kadar heyecanlı bir maceraydı.

Muğla’ya vardıktan sonra otuz dakikalık bir araba yolculuğunun akabinde Bodrum Marina’ya ulaştık ve Gökova Körfezini gezeceğimiz dört günlük seyahatimize çıkmadan önce, geleneksel Guletimizde Billur’un dayısıyla öğle yemeği için buluştuk. Mavi yolculuk olarak bilinen bu rota bizi, iki harikulade şekilde aydınlatılmış yelkenlinin arasına demir attığımız ilk gecemizde, Yunan sularının yakınına götürdü. Yolculuğumuzun başlamasını tekneden hemen billur gibi sulara atlayarak kutladık! Şnorkelle yüzme ve güneşlenme ilerleyen günlerde geleneğimiz haline gelen akşamüstü 5 çayı ve kek molasıyla sonlandı. Daha sonra, duşlarımızı aldık ve Ege Denizi'ndeki bir sonraki büyük maceramız öncesi uykuya yatmadan, denizden yeni çıkmış levrek, patates, salatalar ve tatlıdan oluşan muhteşem bir yemek için tekrar bir araya geldik.


Sabah saat 07.00 civarı teknenin hareketiyle uyandık. Nereye gittiğimizi görmenin heyecanıyla apar topar yukarı çıktığımızda, mavi ve altın renkli sabah gökyüzüne yer açmak için dağılan pofuduk bulutlarla benekli deniz ile buluşmuş dağları gördük. Başka bir tekne görmeden birkaç saat boyunca yol aldık ve sonunda demir attığımızda başka bir dünyadan bir lagün keşfettik; o geceki evimiz olacak özel koyumuzu çevreleyen palmiye ağaçları ve yoğun orman ile en parlak, en mavi denizi. Günler, 5 kamaralı teknemize yeterli gölge sağlayabilecek büyüklükteki ağaçlarla İsviçreli Robinson Ailesinin bir bölümü gibi geçti. 4 kişilik mürettebat o kadar içten bir ilgi ve nezaketle bizimle ilgilendi ki; çoğu zaman daha biz istemeden kuru havlular, soğuk içecekler hazır ve güven verici gülümsemeler boldu. Kaptan, iki tayfası ve şef nereye demir atmak istediğimizi, yemeklerde ne yemek istediğimizi sorarken hiç tereddüt etmediler ve genel olarak teknedeki herkesi her zaman güvende ve iyi bakılıyor hissettirdiler. Özellikle yemekler inanılmazdı! Her yemek taze olarak hazırlanıyordu, otantik ve benzersizdi. Çerez ve peynirle meyve tabakları, meze tabakları, taze ekmek ve bitmeyen bir inanılmaz Türk kahvesi stoğu vardı.


En sevdiğim koy İngiliz Limanı oldu. Civardaki küçük köye yakınlığından dolayı zodyakla gidip birkaç parça bir şeyler satın almaya ve üç gün boyunca çıplak ayakla gezdikten sonra bacaklarımızı uzatmaya elverişliydi. Aynı zamanda da eğlenceli müzik çalma, gün boyunca tekneden atlama ve gecenin geç saatlerine kadar kahkahalar atma konusunda bizimle aynı kafada olan bir yelkenliyle yan yana demirliydik. 24 saatlik bir aile gibi olduk ve o anılar o seyahatten kalan en sevdiklerim oldu. O liman aynı zamanda da, hepimizin uzak durduğu çok renkli ve ürkek denizanasını saymazsak, şnorkelle yüzmek için en güzel yerdi. Daha sonra akşam yemeği için teknemize döndük. Teknedeki son gecemiz yeni aya denk gelmişti, böylece herkes ay ışığı öncesi sulara daldıktan sonra seyahat anılarını paylaşıp, genel olarak seyahat etmenin ve keşfetmenin önemi üzerine bir sohbete daldı.



Sonraki gün akşama doğru Bodrum’da demirledik ve kalan gün ışığını çarşıda eve götürmek için bilezikler, havlular ve otantik hediyeler satın alarak geçirdik. Arkadaşlarım benden onlara özel Türk incik boncukları getirme sözü almışlardı, ben de onları hayal kırıklığına uğratmadım!


Her şeyden çok böyle derin bir tarihi ve bölgesinde önemli yeri olan böylesine olağanüstü bir ülkeyi deneyimlediğim için kendimi şanslı hissediyorum; Bodrum’u bu kadar özel kılan konukseverlik, ruhanilik ve doğal güzellikten oldukça ilham aldım.

Yazı ve Fotoğraflar: Amanda Shine



SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE 300. Sayı Çıktı!

ELLE 300. Sayı Çıktı!

300. Sayımızın konuk baş editörü ve kapak kızı Serenay Sarıkaya!

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.