TAPINAKLAR ÜLKESİ KAMBOÇYA
Kamboçya tarihi, doğal güzellikleri ve canayakın insanları ile bambaşka bir ülke
ELLE ONLINE 25 Temmuz 2014#text>
Çoğu acı birçok anı hala belleklerinde olmasına rağmen Kamboçyalılar turizmin getirdiği yeniliklerle geleceğe umutla bakıyorlar. 2012 yılının en gözde destinasyonlarından biri olan Kamboçya'yı ve özellikle Siem Reap'in yanı başındaki efsanevi şehir Angkor Wat'ı ziyaret etmek için geç kalmayın. #text>
#text>
Yakın tarihlerinde soykırım dahil birçok acı anıyı hala belleklerinde yaşatan Kamboçyalılar, Güney Doğu Asya'nın büyük bölümü üzerine hâkimiyet sağlamış ve 10.-13. Yüzyıllar arasında en görkemli günlerini yaşamış olan Angkor İmparatorluğu'nun kurucusu Khmerler'in soyundan geliyorlar. Laos, Vietnam ve Çin'in güney bölgelerinden de geçen Kamboçya'nın en büyük nehri olan Mekong, bu yemyeşil ülkeye can veriyor adeta... #text>
#text>
#text>EĞLENCELİ BARLAR SOKAĞI
Siem Reap'te tüm dünya mutfaklarını bulabilirsiniz. Şehrin en güzel restoranı Aha, şehrin en eğlenceli bölgesi barlar sokağında. Burada Kamboçya mutfağının yanında dünya mutfağını da tadabiliyorsunuz. Hotel de La Paix'in altında bulunan Cafe de La Paix ve kolonyal tarzdaki Cafe Central şehrin en keyifli kafe-restoranları. Eğlenmek içinse en popüler bar Martini Lounge. Gece 10'da başlayan travesti şovlarını sadece müşteriler değil barın etrafında toplanan kalabalık gruplar da seyrediyor. Alışverişi sevenler için Siem Reap anı olarak eve götüreceğiniz yerli hediyelik eşya ve aksesuardan başka bir şey sunmuyor henüz... Her sıcak iklim şehrinde olduğu gibi Siem Reap'te de bir gece pazarı, yani Night Market var. Gece 12'ye kadar açık olan bu renkli pazarda ipek kıyafetler, tahta ve taştan yapılmış heykel ve aksesuarlar, antikalar ve Kamboçya'yla ilgili her türlü hediyelik eşya bulmak mümkün... #text>
#text>
#text>DÜNYANIN EN BÜYÜK TAPINAK ŞEHRİ: ANGKOR WAT
Otelinizden tuktuk'larla 15 dakikada ulaşabileceğiniz efsanevi Angkor Wat dünyanın en büyük tapınak şehri. Sadece mimarisiyle değil sahip olduğu değişik enerjilerle de insanı derinden etkileyen büyülü bir yer burası... Angkor, 800 ve 1220 yılları arasında Khmer imparatorları tarafından Hindu tanrısı Vişnu'ya adanarak inşa edilmiş. İnsanlık tarihinin en şaşırtıcı ve kalıcıları arasında yer alan mimari başarıları temsil eden Angkor şehri, Vietnam'dan Çin'e ve Bengal Körfezi'ne kadar hükmetmiş Khmer İmparatorluğu'nun en önemli stratejik ve idari yerleşim alanı olmuş. Bu antik şehrin karmaşık coğrafi konumu astronomik hesaplara göre inşa edilmiş ve gezerken bu gizem adeta hissediliyor. Burayı ziyaret için en doğru saat güneşin tapınak kulelerinin arkasından yükseldiği gün doğumu. Her ne kadar Angkor Wat bilinen en ünlü tapınak olsa da, Angkor şehir duvarlarının içinde bulunan ve dev tanrı yüzlerinden oluşan Bayon Tapınağı tüm Angkor Krallığı'nın en güzeli. Özellikle gün doğumu ve batımı sırasında değişen, mükemmel korunmuş bu dev yüzler üzerindeki ışık oyunları oldukça etkileyici.~ #text>
TOMB RAIDER FİLMİNİN SETİ
Bir başka kaçırılmaması gereken yer, tropik banyan ağaçlarının arasındaki Ta Prohm Tapınakları... Ta Prohm, “Tomb Raider” filmindeki sahnelerin çekildiği yer. Ancak kendisi çok daha etkileyici bu şaheser tapınak uzun yıllar ağaç köklerinin ve çeşitli bitkilerin istilasına uğramış. Yüzyıllar boyu tabiat ana onu yok etmemiş, sarmalamış. Bu mimari şaheser oldukça sihirli ve şaşırtıcı gizemiyle herkesi kendine hayran bırakıyor. #text>
#text>
Siem Reap‘in güneyinde bulunan ve ülke nüfusunun tamamını besleyen Tonle Sap Gölü, su üstünde yaşamayı seçen halkın günlük aktivitelerini görmek için çok ilginç. Mekong nehrine açılan gölü takip ederek başkent Phnom Penh'e kadar uzanabiliyorsunuz... #text>
#text>
#text>SU ÜZERİNDE YAŞAM
Siem Reap şehrine uçakla alçalırken aşağıya baktığınızda mavi dev bir su birikintisinin içinde kalan ve adeta köyü sel basmış gibi görünen manzara aslında bir yaşam şekli... Ülkenin en büyük gıda kaynağı deniz ürünlerinin çıktığı Tonle Sap Gölü'nün üzeri su üstünde yaşamı seçen halkın evleriyle dolu. Sadece konut da değil; okul, spor salonu, bakkal gibi binalarıyla büyük bir kasaba var gölün üstünde. Siem Reap'ten 45 dakika uzaklıktaki bu ilginç yaşamı görmek için bir tekne turu, mutlaka yapılması gerekenler listesinde olmalı. #text>
#text>
#text>TARİH MERAKLILARINA NOTLAR
Kamboçya, konumu gereği enteresan bir tarihe sahip. Angkor İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra komşuları Tayland ve Vietnam'ın istilalarına yıllarca göğüs geren Kamboçya, 19. yüzyıl sonlarına doğru komşuları Vietnam ve Laos gibi Fransız sömürgesi olmuş bir krallık. II. Dünya Savaşı'nda Japon işgalinin ardından, 1953 yılında bağımsızlığını ilan eder. Ancak bu mutluluk uzun sürmez. Vietnam savaşı sırasında Amerikan bombalarına maruz kalır... 1975 yılında komünist Khmer Rouge kuvvetleri, başkent Phnom Penh'i ele geçirip tüm şehirleri ve kasabaları tahliye ederek ülkenin dört bir yanına yollarlar. Pol Pot başkanlığındaki Khmer Rouge rejimi sırasında, en az 1.5 milyon Kamboçyalı idam, şiddet ya da açlık gibi nedenlerle hayatını kaybeder. 1978'deyse 10 yıl süren Vietnam işgali başlar ve bunu 13 yıl boyunca devam eden iç savaş takip eder... Ülke ancak Birleşmiş Milletler tarafından desteklenen 1999 seçimlerinden sonra rahat bir nefes alır... #text>
#text>
#text>ÖZLEM AVCIOĞLU
SON HABERLER