Mutlaka İzlemeniz Gereken Alain Delon Filmleri

Fransız sinemasının kült ikonunun etkileyici performanslarında klasik bir yolculuğa çıkıyoruz.

Buse Saray BUSE SARAY 19 Ağustos 2024
Mutlaka İzlemeniz Gereken Alain Delon Filmleri IMDB

Sonsuza kadar sinemanın efsanevi yüzlerinden biri olarak anılacak Alain Delon, 1960'ların başından itibaren yükselen kariyeri ve etkileyici performanslarıyla birçok unutulmaz filme imza attı. Oynadığı karakterlerle derinlik ve çekicilik kattığı filmleri, hem sinema tarihini hem de Delon'un kariyerini şekillendirdi.



Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından "Fransız anıtı" olarak nitelendirilen aktör, cazibesi ve karizmasıyla ekranlarda bir yıldız olarak parladı. Jean-Pierre Melville'in 1967 yapımı "Le Samouraï" ve 1969 yapımı çarpıcı gerilim filmi "La Piscine" gibi Fransız klasiklerinde tanınarak ün kazandı ve Fransız sinemasının kült figürü olarak hafızalara kazındı.

Delon, 2019'da geçirdiği felç sonrası gelişen sağlık komplikasyonları sonucu 88 yaşında hayatını kaybetti.


Alain Delon Hayatını Kaybetti

Efsanevi Fransız İkon: Alain Delon


İkonu anmak için, sinemadaki altın çağına dönüyoruz ve efsanevi kariyerinden en iyi filmleri hatırlıyoruz.




Kızgın Güneş / Purple Noon / Plein Soleil (1960)
Deniz kenarında bir yolculuk... Delon'un parlak mavi gözleri... Macera dolu bir romantizm ve cazibe klasiği...

Alain Delon'un başrolünde olduğu "Purple Noon" (1960), René Clément'in yönettiği bir Fransız filmidir. Film, Patricia Highsmith'in "The Talented Mr. Ripley" adlı romanından uyarlanmıştır. Alain Delon'un canlandırdığı Tom Ripley, zengin bir adamın oğlu Philippe Greenleaf'in kimliğine bürünerek onun yerine geçmeye çalışır. Ripley, Philippe'in yaşamına girmeye çalışırken, yalanlar, aldatmalar ve cinayetlerle dolu karmaşık bir yolculuğa çıkıyor. Film, Ripley'in suçla dolu planlarını ve gerçek kimliğini saklama çabasını merkeze alıyor, gerilim ve psikolojik dram unsurlarını başarılı bir şekilde işliyor.






Rocco ve Kardeşleri / Rocco and His Brothers (1960)
Luchino Visconti'nin yönettiği İtalyan filmi, Alain Delon'un başrol oynadığı önemli yapımlardan biridir. Film, İtalya'nın güneyinden Milano'ya göç eden bir ailenin öyküsünü anlatıyor. Ailenin en büyük oğlu Rocco, ailesinin yaşamını iyileştirmek için büyük fedakarlıklar yapar. Film, ailenin içindeki çatışmaları, sosyal ve ekonomik zorlukları ve Rocco'nun kişisel trajedisini derinlemesine işliyor. Alain Delon'un canlandırdığı Rocco karakteri, film boyunca dram ve ahlaki ikilemlerle karşı karşıya kalıyor. Film, Visconti'nin sosyal gerçekçiliği ve karakter derinliği konusundaki ustalığını sergiliyor.





Leopar / The Leopard (1963)  
Giuseppe Tomasi di Lampedusa'nın aynı adlı romanından uyarlanan film, Luchino Visconti tarafından yönetilmiş. 19. yüzyılın ortalarında Sicilya'da geçen bir hikayeyi anlatıyor. Alain Delon'un canlandırdığı Tancredi Falconeri karakteri, yaşlanan bir asilzade olan Prens Fabrizio Salina'nın (Burt Lancaster tarafından canlandırılan) torunudur. Film, Prens'in toplumdaki değişimlere nasıl ayak uydurmaya çalıştığını ve Tancredi'nin toplumsal değişimlere verdiği tepkiyi gösteriyor. "The Leopard," aristokrasinin çöküşü ve yeni sosyal düzenin yükselişini inceliyor, büyük bir tarihi panoramayı ve görkemli bir dönemi yansıtıyor.








Sarı Otomobil / The Yellow Rolls-Royce (1964)
Delon, Amerikalı aktris Shirley Maclaine ve Ingrid Bergman ile başrolü paylaşıyor. Anthony Asquith'in yönettiği İngiliz yapım, bir sarı Rolls-Royce'un üç farklı hikayede merkezde olduğu bir antoloji filmidir.

Film, 1930'ların sonlarından 1960'ların başlarına kadar süren dönemde, bu lüks otomobilin farklı sahipleriyle yaşadığı olayları anlatıyor. Alain Delon, bu hikayelerden birinde bir suçlu ve kadın avcısı olan bir karakteri canlandırıyor. Her bölüm, aracın çeşitli sosyal ve kişisel olaylara tanıklık ettiği bir dönemi ve toplumsal yapıyı yansıtıyor. Film, dramatik ve romantik unsurları bir araya getirirken, zengin bir dönem atmosferi sunuyor.







Paris Yanıyor / Is Paris Burning? (1966)

René Clément'in yönettiği savaş drama filmi, Paris'in II. Dünya Savaşı sırasında Alman işgali altındaki son günlerini ve şehirdeki direnişi anlatıyor. Alain Delon, bu filmde bir Fransız direnişçi olan Philippe, karakterini canlandırıyor. Film, Paris'in kurtarılması için yapılan mücadeleyi, direniş hareketlerini ve Alman işgaline karşı verilen mücadeleyi detaylandırıyor. Çok sayıda karakter ve olay etrafında gelişen bir dizi hikaye sunuyor ve Paris'in özgürlüğü için verilen savaşın kapsamını yansıtıyor.







Borsalino (1967)
1920'ler ve 1930'larda çetelerle dolu Marseille'e göz açıcı bir bakış... Delon'un gangster Siffredi rolündeki karamsar hali, şiddet, aşk ve onurla çarpışıyor.


Jacques Deray'ın yönettiği Fransız gangster filmi, 1930'larda Marsilya'da geçen bir suç öyküsünü anlatıyor. Filmde, Alain Delon ve Jean-Paul Belmondo, iki mafya liderini canlandırıyor. Bu iki karakter, şehirdeki suç dünyasında güç kazanmak için bir araya gelir ve çeşitli suç faaliyetlerine girişirler. Film, gangsterler arasındaki dostluğu, ihanetleri ve suç dünyasında yükselme mücadelesini konu alıyor. Borsalino, dönemin gangster filmlerinin klasik örneklerinden biri olarak kabul edilir ve aksiyon, suç ve dram unsurlarını başarılı bir şekilde bir araya getirir.







Kiralık Katil / La Samurai (1967)

Bazıları bu filmi Delon'un kariyerinin başyapıtı olarak değerlendiriyor. Jean-Pierre Melville'in yönettiği bir Fransız suç filmi, bir suikastçının hikayesini anlatıyor. Delon, "Jef Costello" adında soğukkanlı ve profesyonel bir suikastçıyı canlandırıyor. Jef, mükemmel bir planlama ve soğukkanlılıkla işini yapar, ancak bir iş sırasında polis tarafından tanınır ve takibe alınır. Polis, Jef'in kimliğini anlamaya çalışırken, Jef de işin içinde kalabilmek ve hayatta kalabilmek için çabalarını iki katına çıkarır. Film, minimalist bir anlatım tarzı ve yüksek gerilim unsurlarıyla tanınır, Delon'un karakteri ise hem sakin hem de tehlikeli bir figür olarak öne çıkar.








Motosikletli Kız / Girl on a Motorcycle (1968)
Jack Cardiff'ın yönettiği bu Anglo-Fransız psikedelik film, türünün ilk örneğidir. Bir kadının özgürlük ve tutku arayışını anlatıyor.

Filmde, Marianne (Jane Fonda tarafından canlandırılan) adında genç bir ev kadını, yeni evli olduğu kocasından ayrılır ve motosikletiyle bir yolculuğa çıkar. Yolda, eski sevgilisi olan Robert (Alain Delon tarafından canlandırılan) ile karşılaşır ve onunla yeniden bir ilişkiye başlar. Film, Marianne'in kendini bulma ve tutkulu bir aşkın peşinden gitme hikayesini işliyor. Görsel olarak dikkat çekici ve cesur bir film olan "Girl on a Motorcycle," dönemin özgürlükçü ve bohem ruhunu yansıtıyor.









The Swimming Pool / La Piscine (1969)
Jacques Deray'ın yönettiği Fransız film, Alain Delon'un başrolünde olduğu önemli yapımlardan biridir. Akdeniz kıyısında bir villada geçen bir gerilim ve dram öyküsünü anlatıyor.



Alain Delon, filmde Jean-Paul adlı bir karakteri canlandırıyor. Jean-Paul ve kız arkadaşı Marianne (Romy Schneider tarafından canlandırılan) yaz tatillerini lüks bir villada geçirirken, Marianne'in eski sevgilisi Harry (Maurice Ronet tarafından canlandırılan) ve onun kızı Penelope (Jane Birkin tarafından canlandırılan) villaya gelir. Villadaki huzurlu ortam, kıskançlık, şüphe ve tutku nedeniyle hızla karmaşık ve tehlikeli bir hale gelir. Film, ilişkilerdeki gerilimleri, kıskançlığı ve çatışmaları işleyerek, sinematik bir gerilim yaratıyor.








Kazanova’nın Dönüşü / The Return of Casanova (1992)
Arthur Schnitzler'in "Casanova" romanından ilham alan film, her şeyini kaybetmiş bir yönetmenin hayatını anlatıyor. Luigi Comencini'nin yönettiği İtalyan-Fransız yapımı, ünlü Casanova karakterinin modern zamanlarda bir macerasını anlatır.

Filmde, Alain Delon eski bir Casanova olarak bilinen yaşlı bir adamı canlandırıyor. Casanova, eski yaşam tarzını yeniden canlandırmak ve kaybolmuş romantizmi tekrar yaşamak için çabalar. Film, bu çabaların ve Casanova'nın eski hayatı ile modern dünyadaki yerini yeniden bulma çabasının etrafında dönüyor. Romantik ve komik unsurları bir araya getiren film, Casanova'nın dönemin toplumsal ve kişisel zorluklarına karşı verdiği mücadeleyi gösteriyor.








Half a Chance (1998)
Peter Del Monte'in yönettiği  Fransız-İtalyan suç komedisinde Delon, hayatında babasını hatırlamayan bir hırsızla karşı karşıya gelir. Rus mafyası işin içine girer ve ikili, bu zeka ve casusluk mücadelesinde tehditleri ortadan kaldırmak zorundadır.

Alain Delon, filmde bir banka müdürü ve ailesinin reisi olan Jean karakterini canlandırıyor. Jean, iş ve özel yaşamındaki sorunlarla başa çıkmaya çalışırken, geçmişteki bir suçun ve gizemin etkisi altında kalır. Film, Jean'in hayatındaki zorluklarla ve suçun ortaya çıkışıyla ilgili mücadelelerini anlatıyor. Half a Chance, gerilim ve dram unsurlarını içeren, karakter derinliği ve psikolojik etkileşimlerle öne çıkan bir yapımdır.






SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Eylül Sayısı Çıktı!

ELLE Eylül Sayısı Çıktı!

Kapağımızda, Cartier’nin yeni yüksek mücevher koleksiyonu olan Nature Savage'ın eşlik ettiği model Valery Kaufman var.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.