Mizah, tıpkı zaman gibi değişiyor, dönüşüyor ve yeni formlar kazanıyor. Funny Business, klasik stand-up anlayışını yeniden şekillendirerek, izleyiciyi sadece bir kahkaha atan değil, gösterinin yaşayan bir parçası haline getiren dinamik bir platform sunuyor. Genç girişimci Kaan Sabancı ve komedyen Cem Ülergin’in ortak vizyonuyla doğan Funny Business, her performansında sahneyi yeni yeteneklerle ve sürprizlerle buluşturuyor.
Sınırları zorlayan espriler, alışılmışın dışında bir sahne enerjisi ve izleyiciyi içine çeken interaktif bir deneyim… Funny Business’ın kurucu ortaklarıyla, modern mizah sahnesine nasıl yön verdiklerini ve kahkaha dolu bir etkinliği nasıl inşa ettiklerini konuşuyoruz.
Funny Business’ın eğlence dünyasındaki konumunu nasıl tanımlarsınız? Bu alanda markanızı diğerlerinden ayıran en önemli özellikler nelerdir?
Funny Business olarak operasyonlarımızı oldukça butik bir yapıyla yürütüyoruz. Kimi zaman şirketlere giderek kurumsal kimliklerine uygun ekipler oluşturuyor, kimi zaman ise evlere veya özel davetlere katılıyoruz. Stand-up gösterileri düzenlediğimiz mekanlar ise genellikle kendi müdavim kitlesine sahip yerler oluyor. Her etkinlik için özenle bir ekip belirliyoruz. Bizi en çok farklı kılan özellik, butik bir yapı ve operasyon olmamızın işimize gösterdiğimiz özeni artırmasıdır.
Stand-up gösterilerinizde ele alınan konular ve mizahi tarzlar nasıl şekilleniyor? Bu seçimlerde izleyicilerin beklentileri nasıl bir rol oynuyor?
Bugün komedyen yelpazesi hiç olmadığı kadar geniş. Bu durum, bizim hem kendini kanıtlamış hem de yükselişte olan birbirinden farklı komedyenleri sahneye çıkarmamıza olanak sağlıyor. Seyircinin beklentisi, sahnede ciddi bir mesafe kat etmiş ve yükselen stand-up sanatçılarını izleyebilmek. Burada sanatçıların ele aldığı konulardan çok, bunları performansa nasıl yansıttıkları önemli. Bizim yaratmaya çalıştığımız sinerji, izleyicilerin konu ya da içerikten bağımsız olarak en farklı ve deneyimli komedyenlerle ortak bir deneyimi paylaşabilmeleridir. Yeterince komik olduğunuzda kimse konuların ne olduğu üzerinde fazla durmaz.
“
"Stand-up’ı mümkün olduğunca demokratik bir şekilde sunarak farklı gruplara ulaşmayı amaçlıyoruz."
Gösterilerinizi düzenlerken mekan seçimi, atmosfer ve sahne tasarımı gibi unsurlara nasıl bir özen gösteriyorsunuz? İzleyiciler üzerindeki etkisi nedir?
Şu ana kadar stand-up etkinliği düzenlediğimiz her mekanın kendine ait bir kültürü, kimliği ve kitlesi oldu. Bizim önceliğimiz, bu kitlenin yapısını iyi anlayarak en uygun komedyen seçkisini sunmak. Çoğunlukla, halihazırda belirli bir atmosfere sahip mekanlarda etkinlik düzenleyerek, hem bu atmosfere uyum sağlamaya hem de işimizin gerekliliklerini yerine getirmeye dikkat ediyoruz. Bazen iki inşaat paletinin üzerine halı serip boğaz manzaralı bir yalıda gösteri yaptığımız da oluyor.
Mizah, yalnızca güldürmekle kalmayıp toplumsal sorunlara da dikkat çekebiliyor. Funny Business olarak bu bağlamda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz?
Bizim işimiz kahkaha ve eğlence üzerine kurulu. Toplumsal meselelere değinmek, her sanat dalında olduğu gibi stand-up’ta da doğal bir süreçtir. Komedyenlerin gündeme dair meseleleri ele alması onların tercihi olmakla birlikte, bizim için öncelik her zaman seyircinin ne kadar iyi güldüğü oluyor. Son zamanlarda insanların ilgisi toplumsal konulara daha fazla yönelmiş olabilir, bu da komedyenlerin performanslarına doğal olarak yansıyor. Ancak bizim için önemli olan, stand-up gösterisinin başarısı ve seyircinin eğlenme düzeyidir.
Türkiye’deki kurumsal şirketlerin çalışanları için motivasyon etkinliklerine olan talebini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu alandaki eksiklikleri nasıl doldurmayı hedefliyorsunuz?
Türkiye’de stand-up kültürünün gelişimi için uzun vadede neler yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?
Stand-up’ın daha fazla alanda yer bulması ve bir şekilde kitlelere ulaşması gerekiyor. Stand-up kültürü sürekli gelişen ve dönüşen bir yapıdadır. Bu dönüşümün sağlıklı olabilmesi için olabildiğince farklı mekanlarda ve farklı şekillerde denenmesi gerektiğine inanıyoruz. Stand-up gösterileri için uygun olmadığı düşünülen mekanlarda bile kısa sürede bir seyirci kitlesi oluşturabildiğimizi deneyimledik. Aynı şekilde, çok uygun gözüken sahnelerde beklenen etkiyi yaratamadığımız da oldu. Bu yüzden değişkenliklere açık olmak ve sürekli çalışmak büyük önem taşıyor.
Gösterilerinizde yer alan komedyenlerle nasıl bir ilişki yürütüyorsunuz? Onların yaratıcı süreçlerini desteklemek adına neler yapıyorsunuz?
Butik bir yapı ile çalışıyor olmamız, komedyenlere özgür bir alan sunmamıza yardımcı oluyor. Genellikle komedyenlerin istedikleri şakaları yapabilecekleri güvenli bir alan yaratmaya çalışıyoruz. Bazen belirli mekanlarda veya etkinliklerde dikkate alınması gereken hususları dile getiriyoruz, ancak bunu yaparken temel amacımız, seyirciyle en verimli ve keyifli etkileşimin sağlanması oluyor. İçerik konusunda sunduğumuz en büyük destek, komedyenin ne söylediğinden çok nasıl söylediğine ve seyirciyle en iyi nasıl iletişim kurduğuna odaklanmak. Olabildiğince yaratıcı olmalarını teşvik etmeye çalışıyoruz.
Stand-up gösterileri genellikle bireysel performanslarla anılır. Funny Business, ekip çalışmasını öne çıkaran bir yapıya sahip mi? Bu nasıl bir sinerji yaratıyor?
Geleneksel olarak stand-up, tek bir komedyenin yüzlerce ya da binlerce seyirciye uzun bir performans sunması üzerine kurulu. Ancak stand-up sanatı, diğer sanat dalları gibi farklı formlar alabilir. Barlar ve kafeler, bu sanatın kent kültürüne daha iyi nüfuz etmesi için büyük bir fırsat sunuyor. Komedyenlerin tek başlarına başarılı olabilmeleri için farklı izleyici gruplarına hitap edebilmeleri gerekiyor. Bunu sağlamanın en iyi yolu, çoklu gösteriler düzenlemek ve seyircilere farklı komedyenleri izleme fırsatı sunmaktır. Bu sayede hem seyirciler seçim yapma şansına sahip olur hem de komedyenler kendi kitlelerini daha sağlıklı bir şekilde oluşturabilir.
Funny Business etkinliklerini daha kapsayıcı ve farklı demografik gruplara hitap eden bir yapıya dönüştürmek için planlarınız nelerdir?
Amacımız, olabildiğince farklı seyircileri ve komedyenleri bir araya getirmek. Günün sonunda herkesin, kime nasıl hitap ettiğini daha iyi anlayabilmesi için olanaklar yaratmayı hedefliyoruz. Stand-up’ı mümkün olduğunca demokratik bir şekilde sunarak farklı gruplara ulaşmayı amaçlıyoruz. Bunun için çeşitli şehirlerde ve mekanlarda gösteriler düzenleyerek farklı deneyimler kazanıyoruz. Beklediğimizden daha fazla deneme yanılma sürecinden geçtik ancak bu süreç bize önemli öğrenimler sağladı.
Türkiye’de mizah sahnesinin, farklı kültürel geçmişlere sahip insanları bir araya getirme potansiyelini nasıl görüyorsunuz?
Mizah sahnesi, halihazırda oldukça birleştirici bir güce sahip. Farklı kültürel, etnik ve sosyal geçmişlere sahip insanlar kulislerde bir araya geliyor ve ortak bir hedef etrafında birleşiyor. Komedi yapmak evrensel bir motivasyon olduğu için bu sanatçılar, sahnede ve seyirci karşısında da güçlü bir bağ kurabiliyor. Funny Business olarak, stand-up yapılabilecek alanların artırılması ve bu sanatın daha geniş kitlelere ulaşması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
