EFSANENİN PEŞİNDE
EFSANENİN PEŞİNDE
ELLE ONLINE
25 Nisan 2014
Takı tasarımcılığına 2000 yılında başlayan, 10 sene boyunca Vakko için koleksiyonlar hazırlayan Aysu Korkmazoğlu, aldığı eğitimin ardından ilk mücevher koleksiyonunu hazırlıyor. Yeni markasının heyecanını yaşarken onu evinde ziyaret ediyoruz ve bu hareketli ve stil sahibi Yay burcu kadınıyla lüks bir markanın -özellikle Chanel'in- nasıl giyildiğine dair ders almaya başlıyoruz.
ELLE: Vakko'daki deneyiminizden sonra, takı tasarımı alanında kendi yolunuzda gitmeye karar verdiniz. Markanızdan ve markayı kurma kararınızdan bahseder misiniz?
AYSU KORKMAZOĞLU: Yıllar süren takı tasarımcılığı kariyerimden sonra altın, pırlanta ve değerli taşlarla çalışma isteğim, mücevher yapımı konusunda kendimi eğitip 45 parçadan oluşan hayvan figürü temalı ilk mücevher koleksiyonumu oluşturmamı sağladı.~ ELLE: Takılar dışında başka bir tutkunuz daha var: Chanel. Bu ateşli ilişki nasıl başladı?
A.K.: Yıllar önce ilk tüvit küçük siyah ceketimi aldığımda diyebilirim. O kadar sofistike bir tarzı ve inanılmaz el işçiliği vardı ki, beyaz düz bir tişört ve jean pantolonla bile giydiğimde ne kadar kolayca kendimi şık hissettiğimi hatırlıyorum. Bugün de bu ilişki aynı şekilde ve aynı hislerle devam ediyor.
ELLE: Bir Chanel tutkununun gardırobundaki vazgeçilmez parçalar nelerdir?
A.K.: Kış sezonunda siyah deri ve tüvit ceketlerle sade bluzlar, gardırobumda geniş yer kaplar. Rahat ve spor şıklıktan yana olduğum için bu saydıklarımı eskitilmiş jean'ler veya skinny pantolonlarla konbinlerim. Yaz sezonunda mini etekler ve spor şık elbiselerle çok severek giydiğim dümdüz Giuseppe Zanotti sandaletler ve diğer markalara ait uzun gladyatör sandaletler gardırobumun demirbaşlarıdır. Kendim için tasarladığım mücevherler ve diğer bütün takılarla aksesuarlar da gardırobumda önemli yer tutar.~ ELLE: Aynaya baktığınızda nasıl bir siz görmek istiyorsunuz? Giyinirken öncelikleriniz neler olur?
A.K.: Rahatlık benim için en önce gelir. Hem ruh, hem de hareket olarak kendimi rahat hissetmeliyim ve evden çıkmadan önce aynaya baktığımda “tamam işte bu benim” diyebilmeliyim. Mekana, zamana, ortama ve aslında en önemlisi bedenime uygun giysiler seçmeye özen gösteririm. Klasik tasarım parçaları, ekonomik ve kolay ulaşılabilir sevdiğim markalarla birleştirmekten keyif alırım ve bu tarz detaylara önem veririm.
ELLE: Mücevher tasarımcılığı ve yaşam tarzınız stil anlamında nerede kesişiyor?
A.K.: Mücevher tasarımcılığı kimliğim direkt olarak yaşam tarzımı belirliyor. Günlerimin bir kısmı tasarım ve yapım aşamasıyla iç içe geçtiği için bu süreç benim var olan stilimle direkt olarak etkileşiyor ve bu noktada yaşam tarzım ve stilim kesişip karşılıklı olarak birbirlerini besliyorlar. Bunun sonucunda tamamen benim tarzımı yansıtan tasarımlarım ortaya çıkarken; aynı zamanda yaşamış olduğum bu tasarım süreci her defasında kişisel stilimin daha da gelişmesine katkıda bulunuyor.~ ELLE: Bir parça nasıl sonsuz olur?
A.K.: “Zamansız, kalıcı, klasik parça” tanımlarına uyması gerekiyor. Kişinin de değişen trendlere uygun olarak o giysiyi modern ve doğru parçalarla yaşatması gerekiyor.
AYSU'NUN STİL İPUÇLARI
1. Koleksiyoner ruhuyla alışveriş yapın, özel klasik parçaların izini sürün ve bunları sezonda tarzınıza uygun parçalarla kombinleyin.
2. Zıtlık yaratmayı deneyin: Farklı markaları ve tarzları birbirleriyle birleştirin.
3. Takı kullanımında cesur davranın; bu, bana kalırsa bir kıyafeti kişiselleştirmenin en etkili yolu.
4. Eforsuz görünen doğal saç ve makyaj tercih edin.
AYSU'NUN STİL İKONLARI
Chanel'in genç ve rock'n'roll ruhunu çok iyi temsil ettiği için Poppy Delevingne. En lüks parçaları her zaman istikrarlı şekilde, en sade ve doğal haliyle kombinlediği için Emmanuelle Alt. En özel gecelerde, en yalın gece elbiseleriyle bile her zaman en şıklar listesine girmeyi başardığı için Gwyneth Paltrow.
Sıla GÜVEN
Fotoğraflar: Esra ÖZKAVCI
SON HABERLER
