Özel Röportaj: H&M X The White Lotus Koleksiyonu

H&M Kreatif Direktörü Ann-Sofie Johansson ve The White Lotus'un Kostüm Tasarımcısı Alex Bovaird ile diziden esinlenen H&M koleksiyonun detaylarını konuştuk.

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 12 Şubat 2025

The White Lotus dizisinin kostümleri, karakterlerin derinliklerini, sosyal statülerini ve hikayelerini anlamamıza yardımcı olması açısından dikkat çekici ve önemli bir oynuyor. Kostüm tasarımcısı Alex Bovaird, her karakter için özenle seçilmiş parçalarla, onların iç dünyalarını ve hikayelerini dışa vurmayı başarıyor.

Dizi, Hawaii ve Sicilya gibi lüks tatil mekanlarında geçtiği için kostümler de genellikle rahat, hafif ve tropikal iklime uygun kumaşlardan seçiliyor. Tropikal mekanlarda geçen sahnelerde canlı renkler ve desenler hakimken, daha karanlık ve gerilimli sahnelerde ise daha soluk ve pastel tonlar tercih ediliyor. Ancak, bu rahatlık ve lüks bir aradalığı yansıtıyor. Olivia'nın (Sydney Sweeney) kıyafetleri, onun özgüvenini ve moda anlayışını yansıtırken, daha mütevazı ve entelektüel bir karaktere sahip olan Rachel'ın (Alexandra Daddario) giyim tarzı daha sade ve işlevsel.

H&M, HBO® Orijinal Dizisi The White Lotus'tan esinlenerek, The White Lotus'un Kostüm Tasarımcısı Alex Bovaird ve Warner Bros. Discovery Global Consumer Products iş birliğiyle, güneşin kavurucu ışıltısını ve lüks tatil köylerinin ihtişamını çağrıştıran yeni bir kadın giyim koleksiyonu sunuyor. Üçüncü sezonun merakla beklenen lansmanına tam zamanında yetişen koleksiyon, 20 Şubat 2025'te dünya çapında seçili H&M mağazaları, Türkiye’de H&M İstinye Park mağazası ve hm.com’da satışa sunulacak.

16 Şubat 2025'te 4.sezonu yayınlanmaya başlayacak olan dizinin kostüm tasarımcısı Alex Bovaird ve H&M Kreatif Direktörü Ann-Sofie Johansson ile bu işbirliğinin detaylarını ve The White Lotus dünyasını konuştuk. 

Ann-Sofie, bu iş birliği nasıl ortaya çıktı?

Ann-Sofie: Bu, Warner Bros. Discovery'den bir teklifti ve biz de hemen kabul ettik çünkü The White Lotus’u kim sevmez ki? Bu koleksiyonu hayata geçirmek, gerçek bir kültürel ana dokunmak anlamına geliyor. Bu, aynı zamanda bize göz alıcı ve rüya gibi bir tatil koleksiyonu yaratma fırsatı sundu.

Dizi hakkında en çok sevdiğin şey nedir? 

Ann-Sofie: İçinizde heyecan verici bir gariplik hissediyorsunuz. Kötü değil, tam aksine ilginç bir şekilde rahatsız edici ve izlemekten kendinizi alamıyorsunuz. İnsan olmanın tüm tuhaflıklarını yakalıyor. İlginç, sizi düşündürüyor ve oldukça eğlenceli.

Alex, genel çerçevede, The White Lotus’un üçüncü sezonun kostüm tasarımının yönünü ve atmosferini nasıl tanımlarsın?

Alex: Bence, bu diziyle bir konsept ortaya koyduk. White Lotus tatiline çıktığınızda, bilinçli olarak valiz hazırlıyorsunuz ve dolayısıyla giyiminiz de bazı düşüncelerle ve umutla şekilleniyor. Bu, şık bir tatil giyimi ve bir anlamda ulaşılabilir bir hayal.

Bu sezonda, karakterler olmak istedikleri kişinin bir versiyonunu sunuyor. Biraz daha özgür, daha eğlenceli ve daha detaylı. Bu sefer, Güneydoğu Asya'nın sıcaklığı ve oldukça özel bir spa lokasyonu vardı, bu da kostüm tasarımını etkiledi. Bazen uzun kollu gömleklerle ya da kaftanlarla örtünme ihtiyacı var, bazen de şapka gerekli. Hikayede biraz karanlık, gizem ve tehlike de var. Bu yüzden bunu kıyafetlere eklemek eğlenceli ama ince bir şekilde. Örneğin, sofistike bir siyah elbise ya da kasvetli kıyafetlerle.

Konumun kültürü, kostüm tasarımını etkiliyor mu?

Alex: Bangkok’ta çok alışveriş yaptım, aynı zamanda California’dan da birkaç parça yanımda getirmiştim. Çünkü bu karakterlerin çoğu yurt dışında seyahat eden Amerikalılar. Yani, bagajlarını Amerika'da hazırladılar. Bundan dolayı, Tayland'ın motiflerini içermesi için çalıştım, hayvan desenleri bulunan baskılar var. Yeşiller ve cesur narenciye tonları gibi doğal, orman havasında pek çok parlak renk var.

Karakterleri oluştururken kostüm tasarımını nasıl kullanıyorsunuz?

Alex: Kostüm tasarımcısı olarak, neyin iyi göründüğünü ve bu kişiyi en iyi şekilde yansıtan şeyin ne olacağını düşünürsünüz, ama aynı zamanda onların kim olduklarını, nereden geldiklerini ve ne söylemeye çalıştıklarını da göz önünde bulundurursunuz. Onlar nasıl hissediyor? Ayrıca zaman, mekan, görgü kuralları ve devreye girmesi gereken her türlü psikolojik öğe de var.

Ann-Sofie, ekranlarda modanın gücü hakkında neler gözlemledin?

Ann-Sofie: Örneğin, 'Sex and the City'nin etkisini düşündüğünüzde, bu çok çığır açıcı olabilir. Bir tasarımcı olarak, popüler kültürde olan bitene karşı çok meraklı ve açık olmalısınız.

Genel olarak koleksiyonun ruhunu nasıl tanımlarsınız?

Ann-Sofie: Mükemmel bir tatil anının hayalini sunuyoruz. Nereye gittiğinizin önemli olmadığı, ancak nasıl olmasını istediğinizi bildiğiniz. Bu tür bir hayalperestlik, modanın her zaman büyük bir parçasıdır ve aynı zamanda siz de bunu istersiniz. Çok ulaşılabilir bir hayal.

Aynı zamanda göz alıcı; bol hacimli, güzel desenlere sahip ve oldukça renkli. İnsanlara tatil havasını hissettiren, biraz daha cesur olabilecekleri bir tarzı yansıtıyor. Ben, bir birey olarak tatilde daha cesur olduğunuzu, farklı bir kişiliğe bürünebileceğinizi ve bunu giyiminizle yansıtabileceğinizi düşünüyorum. Ayrıca, yanınıza az eşya almayı kolaylaştıran bir esneklik de bulunuyor. Plaj için uygun, isterseniz akşam için de kolayca kombinleyebilirsiniz. Bu, mükemmel bir yaz tatili gardırobu.  

Alex, bize koleksiyondan biraz daha bahsedebilir misin?

Alex: Koleksiyonun tüm gün giyilebilmesini seviyorum, kahvaltıya veya havuza giderken giyebileceğiniz veya üzerine takı ekleyip akşam yemeğinde giyebileceğiniz parçalar. Herkese göre bir şeyler mevcut. Daha kısa tığ işi parçalar ve dantel elbiseler taze ve genç bir hava katıyor. Tatildeyken ise şık siyah bir elbise kesinlikle vazgeçilmezdir.

Genel olarak, koleksiyon, orman ortamını ve The White Lotus'un ikonik parlak renklerini bir araya getiriyor. The White Lotus'un her sezonunda çokça pembe kullandım, sanırım bu benim en sevdiğim renk. Bütün o orman yeşilliğine karşı pembeyi çok seviyorum. Ayrıca birçok yeşil tonu da kullanıldı, narenciye meyveleri ilham kaynağı oldu ve bazı altın dokunuşlar ve parıltılar, şık ve lüks bir oteli simgeliyor. 

Sizin için koleksiyonda öne çıkan parçalar hangileri?

Ann-Sofie: Göz alıcı uzun elbiseler ve hareket ettiğinde seninle birlikte hareket eden, hacimli kumaşlarla yapılmış kaftanlar. Bence böyle bir şey giydiğinde dikkat çekiyorsun, aynı zamanda rahat ve zahmetsiz bir şıklık da sunuyor.

Alex: Şovda her zaman küçük bir sloganımız var: 'The White Lotus için hiçbir şey çok fazla değil!' Bu yüzden, daha çok cesur desenlere ve daha gösterişli, dalgalanan parçalara çekiliyorum: siyah-beyaz fil deseniyle halter yakalı elbise ve volanlı, akışkan ve harika canlı mor tonlarındaki kaftanlar. Yeşil volanlı, geniş paçalı pantolonları ve ona uyumlu bol kesimli gömleği giyerdim. Klasik bir görünüm için ise, şık bir akşam yemeği için aksesuarlarla tamamlanabilecek birkaç siyah stil var, ya da sade bırakılabilir. 

Alex, genellikle mevcut ürünleri satın alıp bir gardırop oluşturma süreci izliyorsunuz, peki tamamen yeni bir şey yaratmak ve tasarlamak nasıl bir deneyimdi?

Alex: Bu muhteşem işi bulduğum için gerçekten çok şanslıyım. Renkleri sıralamayı ve bu uyumu yaratmayı çok seviyorum, ama bu sefer farklıydı. Şovun özünü ve şık, dinamik tatil giyiminin görünümünü uyumlu bir tatil kapsülüne yansıtmaya çalıştık. Koleksiyonda farklı karakterlerin unsurları olsa da, hepsinin bir kişinin valizine girdiğini hayal ettik. Tüm unsurları bir araya getirerek eğlenceli, şık ve gösterişli bir hava yaratmak istedik.

Ann-Sofie, Alex ile çalışmak nasıl bir histi?

Ann-Sofie: Alex, genel olarak ilham, ortam ve iç mekanlar için en harika ilham panolarına sahipti. Gardırobu farklı karakterleri oluşturmak için nasıl kullandığını görebiliyorduk. Her birinin kendine özgü bir tarzı vardı, bu da koleksiyonu yaratmayı kolaylaştırdı.

Koleksiyonun, mağazanın sezonluk kıyafet karışımına nasıl uyum sağladığını düşünüyorsunuz?

Ann-Sofie: Şubat ayına gelindiğinde, hafiflik, bahar ve yaz özlemi başlar ve ne giyeceğinizi planlamaya başlarsınız. Tekrar plan yapabiliriz ve hayal kurabiliriz.

Dergide Bu Ay

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

Işık saçan genç bir kadın: Hafsanur Sancaktutan

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.