2018 yılının Mart ayında Paris Moda Haftası’ndayım. Üzerimde vintage bir Alaia ceket var. Sanki bir sanat eseri giymişim gibi hissediyorum. Bir heykelin kıvrımları gibi özenle yaratılmış formu, geniş silueti, dokusu, hissiyatı, ağırlığı... Bu kadar özel bir parçayı birkaç saatliğine bile olsa üzerimde taşıyor olmanın verdiği özgüvenle Place d’lena’da gerçekleşecek Miu Miu defilesine doğru yürüyorum. Caddede inanılmaz bir trafik oluştu. Elimde davetiyem, üzerimde vintage Alaia, taksiden inip yürümeye başladım. 200 metrelik yolda hatırladığım kadarıyla beş kişi üzerimdekinin ne olduğunu sordu. Caddenin moda gazetecileri, editörler, influencer’lar ve buyer’larla dolu olduğunu düşünürsek herkesin bakışlarından üzerimde ne denli özel bir parça taşıdığımı anlayabiliyordum. Yıllar sonra bu özel parçayı, ödünç aldığım arkadaşıma geri verirken ellerimin nasıl titrediğini de hatırlıyorum. Başka bir zaman dilimine ait olan bir tasarım nasıl olmuş da bende bu kadar aidiyet hissi uyandırmıştı? Ve ben nasıl olmuş da o ana kadar vintage parçaların hayatıma katabileceklerinin bu denli güçlü olabileceğini anlamamıştım. Uzun süre bu cekete gerçekten sahip olabilmeyi arzuladım. Bana ait olmayan bir aşktı bu. Karakteri olan, güçlü duran bir parçaydı. Kimsede bir eşi daha yoktu. Vintage kıyafetlerin sadece kullanılmış, ikinci el kıyafetler olmadığını öğrettin bana sevgili Alaia. Bir hikayesi, yaşanmışlığı vardı ve onu benim hayatımla buluşturuyordu. İçimdeki coşku, bu güçlü ceketle birleşince sanırım dışarıya da aynı enerjiyi hissettirdik. Bir cekete yazdığım aşk mektubunu burada sonlandırırken sizi de vintage dünyasına bir yolculuğa davet ediyorum.
Bir dönemin popüler moda akımı vintage yeniden gündemde. Bunun nedenini basit bir şekilde sürdürülebilirliğin önem kazanmasına bağlayabiliriz. İkinci el kavramıyla vintage kavramı arasındaki sınırlar flu olsa da, hatta bu işin üstatları arasında bile bir ayrım olsa da birçoğu için 1990’lı yıllara ait parçalarla başlıyor vintage dünyası. Vintage Fashion Complete kitabının yazarı Nicky Albrechtsen sadece sürdürülebilirlik değil, yüksek moda markalarının da arşivlerden “eski” tasarımları çıkarıp modernize etmelerinin vintage’a bir ilgi başlattığını söylüyor. “Yeni sezon defilelerinde bu kadar güçlü referanslar görmek insanları da cesaretlendiriyor. Böylece o gördüklerinin orijinal hallerine sahip olmak istiyorlar. Çoğu zaman yüksek modaevlerine büyük paralar dökmek yerine o tasarımların orijinaline yakın olanlarına daha düşük bütçeler vererek vintage versiyonuna sahip oluyorlar.” Yapılan araştırmalara göre geçtiğimiz yıl kadınların ikinci el satın alma oranları yüzde 64 civarlarında. Bu oran 2016 yılında sadece yüzde 45’miş.
YENİ AMA VINTAGE GİBİ
Dior Saddle Bag’i geri getirdi, Prada naylon çantalarını, Fendi ise Carrie Bradshaw onaylı 1999 yılına ait bageti... Bugün artık bütün yüksek modaevleri, vintage sayılabilecek parçalarını geri getiriyorlar. Vintage uzmanları dönemler konusunda ayrışsa da ortak oldukları bir konu var; vintage’ın günün sonunda moda dünyasına sürdürülebilirlik kazandırdığı... “İnsanlar ileri dönüşümün farkında olmaya başladıkça, yeniden değerlendirilebilecek bu parçalarla aralarını sıcak tutmaya başlıyorlar” diyor Albrechtsen verdiği bir röportajda.
Gerçek anlamda hiçbir kıyafete ihtiyacımız olmadan geçirdiğimiz bir yılın ardından (eşofman takımları hariç) fark ettik ki geleneksel olarak bildiğimiz moda değişmeye başladı. Bir kafesin içindeki deney faresi gibi bahsedilen Z jenerasyonuyla birlikte tüketim alışkanlıklarımız da farklılaştı. Evet hâlâ bir şeyler satın alma güdümüz var, fakat aldıklarımız çok daha önceden üretilmiş ve başkalarının hali hazırda kullanmadığı kıyafetler olmaya başladı. Ekolojik ve etik konuların yanı sıra işin bir de bütçesel yanı var. Hayranı olduğunuz fakat bütçenizin yetmediği tasarımcıların parçalarını çok daha düşük maliyetlerle satın olmak muazzam bir his. Yıllar önce İstanbul’da bir butikten satın aldığım vintage Gucci çantayı her kullandığımda müthiş bir mutluluk hissederim. Vintage parçalar böyledir, kullanım hazzı başkadır, başkasında olmayacağını bilirsiniz. Ve sanki zamanın ötesinde bir stile sahip olursunuz. 2020 kıyafetleri sorguladığımız bir yıl oldu. Bu kadar şeye ihtiyacımız olmadığını anladık. Gereksiz yere ne çok alışveriş yapmış olduğumuzla yüzleştik. Elini taşın altına sokabilenler iradelerine sahip çıktı ve satın alma arzuları daha ekolojik yönlere evrildi. Farkındalığı yüksek bir nesil sayesinde tüketim alışkanlıklarımız değişmeye başlıyor ve vintage bu yolun en önemli taşıyıcısı olacak.
HANGİ PARÇALARA YATIRIM YAPMALI?
Deri ceket Şu sıralar oversize ve Matrix-vari deri ceketler popüler olsa da iyi kesim bir deri ceket her daim bir moda klasiğidir. Yeni bir tane almak yerine kendiniz için bir vintage parçaya yatırım yapabilirsiniz.
Vintage Tişörtler Hani üzerlerinde rock’n’roll grupların logoları olanlardan. Camille Rowe’un bir röportajında gittiği her ülkeden vintage tişört toplayarak koleksiyonerlik yaptığını anlatıyordu. Vintage dünyasına adım atmak için şahane bir başlangıç.
Denim Bir başka moda klasiği olan denimler ceket ya da pantolon formundayken en iyi modelleri hâlâ vintage butiklerde bulabilirsiniz. Bundan yıllar önce Berlin’den aldığım Levis 501’ler her giydiğimde insanların ilgisini çeker. Denim vintage parçalara mutlaka bir şans verin.
İkonik çantalar Çanta konusu belki de bu dünyanın en çok tercih edilenlerinden. Burada dikkat etmeniz gereken unsur çantanın orijinalliğinin size kanıtlanıyor olması. Bazen bütçenizin yetmeyeceği bazen de gerçekten çok özel bir parçayı vintage butiklerden bulabilirsiniz.
EN İYİ VINTAGE NOKTALARI:
Fey @fey_istanbul Türk moda tarihinin en ikonik isimlerinden Fatoş Yalın’ın Nişantaşı’ndaki mağazası. Klasik vintage butiklerdeki kalabalık ve sıkışık his burada yok. Daha minimal ve klas bir halde keşfedeceğiniz ürünler Yalın’ın yurtdışı seyahatlerinden topladıklarını bir küratör gibi özenle bir araya getirmesiyle oluşuyor.
Sentetik Sezar @sentetiksezarmoda Derya Gültekin ve Yılmaz Ordukaya’nın Facebook ile online başladıkları vintage macerası gördükleri ilgi sayesinde mağazaya dönüşüyor. Dolabınıza gerçek bir retro dokunuşu istiyorsanız ürünlerini mutlaka inceleyin. Aksesuar ve çanta konusunda da oldukça iyiler.
Original Seconds @original_seconds Türkiye’nin en eski vintage mağazalarından biri olan Original Seconds 2005 yılında iki kadın girişimci tarafından kuruldu. “Moda gittiği gibi geri gelir” felsefesine inanıyor, “Kalitenin modası asla geçmez” diyorlar.
Nillush Vintage @nillushvintage Vintage’ın sadece bir giyim kuşam trendinden öte bir yaşam biçimi olduğunu düşünen ve bunu seçilmiş tüm ürünlere yansıtan bir yer. Yıllar boyunca dünyanın çeşitli yerlerinden biriktirilen parçalarla dolu bir mağaza. Koleksiyonun büyük bir bölümünü, günümüzde rahatlıkla giyilebilecek tarzda kıyafetler oluşturuyor. Bunun yanında, dönem temalı partiler veya projeler için kiralanabilecek “kostüm bölümü” de ayrı olarak sergileniyor.
Küf Vintage @kuf.vintage Geçmişe ait ikonik parçaları kendine has stiliyle yorumlayan Küf Vintage, tek tip giyinmekten sıkılan, sıra dışı, özgün ve stil sahibi kişilere sesleniyor. Esasen İzmir’de mağazası bulunan markanın seçkisi hem online hem de Beymen’de satışta.
Seasons & Stories @seasonsandstories Sürdürülebilir modayı savunan, iyi kondisyona sahip, vintage ve ikinci el moda aksesuarlarını yeni sahipleriyle buluşturmayı hedefleyen bir marka. Modaya değer katan her aksesuarın bir hikayesi olduğunu düşünen ve bundan beslenerek ilerleyen bir oluşum Seasons & Stories. Dikkat! Burada, Chanel Sonbahar/Kış 1994 koleksiyonu defile parçası bir kemer, 1980’ler Yves Saint Laurent kolyeler, 1940’lardan nadir Schiaparelli küpeler ya da 1980’lerden Nina Ricci bir broş bulabilirsiniz.
Yazı: Serli Gazer Boyacı
Fotoğraflar: Schiaparelli, Getty Images Türkiye
ELLE Türkiye Nisan 2021 sayısından alınmıştır.
90’lardan beri ikonik olan (Carrie Bradshaw’un katkısı yadsınamaz) Fendi Baguette çantaların 2021 versiyonu metalik ve beyaz tonlarında.