Yedi günde beş çekim yaptığımız bir haftanın songünündeyiz. Guess’in marka yüzü, sosyal medya fenomeni Amanda Cerny için bütün ekip Galata’da buluştuk. Aslında her şey kendi Instagram hesabından “The YENGE is home” yazan bir fotoğraf paylaşmasıyla başladı. Hayranları o gün Amanda’nın kız kardeşinin Instagram’ından çekim mekanımızı öğrendi, Galata’daki bu otoparkta bizi bastı. Boğaz turunda yan taraftan geçen başka bir tekne gerilla usulü yanaşıp onunla tanışmaya çalıştı. Düzenlediği imza gününde hayranları ona The Yenge diye bağırdı. İstanbul’dan birkaç günlüğüne Amanda Cerny geçti, şehir ayağa kalktı. Açıkçası, bir kadın dergisinin kadın çalışanları olarak Amanda Cerny’nin Türkiye’de bu kadar sevildiğini tüm bunlara şahit olunca fark ettik. O gerçek bir Hollywood yıldızı.
Neredeyse tüm ünlü insanlar için kullanılan en klişe tanımlama “çok samimi”dir. Ama... Söz konusu Amanda Cerny olduğunda bu sıfat klişeden gerçeğe dönüşüyor. Öyle ulaşılabilir ki anında kanınız ısınıyor. Sıcakkanlılığı Güneyli olmasından kaynaklı. Bütün çocukluğunu geçirdiği Florida’da çalışkan bir anne ve kız kardeşiyle büyüyor. “Florida’da, annemin karate okulu vardı. Çok çalışkan, kendi işini yapan bir kadın olarak bana her zaman ilham verdi. Bununla da kalmayıp, kardeşimi ve beni para kazanmaya cesaretlendirip kendi ayaklarımızın üstünde durmamız gerektiğini aşıladı. Bu, 13 yaşındayken sık sık limonata standı kurmak demekti. Çok çalışmam gerekse de karar verme özgürlüğüne ve gücüne sahip olmak beni her zaman iyi hissettirdi.” Böylece Amanda, Florida Üniversitesi’nde uluslararası ticaret okumaya başladı. Ne var ki hayalleri arasında sadece iş kadını değil, bir CIA ajanı olmak da vardı.
Bizim sette hayallerini bir nevi gerçekleştirmiş oldu. “Seyahat etmeye, ticaret yapmaya, parçaları birleştirerek sorunları çözmeye ve karakterlere bürünmeye her zaman bayılıyordum. Bu kreatif özgürlüğü elde edebileceğim tek yerin film sektörü olduğunu biliyordum. Böylece oyunculuk kariyerim başlamış oldu.” Oyunculuk eğitimi aldığı dönemde
işin kamera arkası tarafına daha çok ilgi duymaya başlayan
Amanda, yeteneğini telefonunun kamerasına yansıtarak, dijital içerik üretmeye başladı. Hikayenin devamını tahmin edersiniz: 40 milyondan fazla takipçi sayısıyla, bir Vine fenomeni olmak... Bu arada onun Vine karakterine bayılan ve
sıkı takipte olanlardan biri de Guess’in yaratıcısı ve kurucu ortağı Paul Marciano. “Bu kadar fazla insanı eğlendirebilme
yeteneğimi takdir etti ve bana Guess kızlarından biri olma imkanını verdi.” Aslına bakarsanız hikaye bu kadar basit
değil. Bu başarı tamamen Amanda’nın inat etmesi sayesinde.
Guess sponsorluğunda Fas’da çekilen bir film setinde markaya bir kez daha aşık olup onlarla çalışmak istediğini bıkmadan ve usanmadan herkese anlatıyor. Arkadaşları Amanda’nın ısrarından o kadar sıkılıyorlar ki Los Angeles’a döndüklerinde onu Bay Marciano’yla tanıştırıyorlar. Hayranlarından birinin de Paul Marciano olduğunu o zaman öğreniyor. “Global kampanyaları için markanın yüzü olmamı istediklerinde ağladığımı itiraf etmeliyim.” Guess’le çalışmak Amanda’nın modellik kariyerindeki en öğretici anlardan biri olmuş. “Bana kendim olma fırsatını verdiler. Ben buyum. Mükemmel bir bedene, uzun bir boya ya da kusursuz bir yüze ihtiyacım yok. Sadece kendim gibi davranmaya ve karakterimi ortaya koyma cesaretine sahip olmam gerekli. Guess seksi bir marka. Özgüven sahibi olmak da oldukça çekici bir özellik. Gerçek bir Guess kızı olduğum için mutluyum.”
Amanda Cerny alışık olduğumuz ve idealize edilen, sıfır bedene yakın model stereotipinden uzakta. Hem beden hem karakter olarak. Tam anlamıyla “the girl next door”. Komşu kızı kadar samimi ve ulaşılabilir. Özgüveni ve neşesi sayesinde insanların modunu yükselten bir aurası var.
İyi hissetmek ve kendisini özel bir buluşmaya hazırlamak için neler yapıyor diye merak ediyorsanız... “Önemli bir toplantım ya da randevum varsa o gün mutlaka kardiyo yapıyorum. Kan dolaşımım hızlanınca cildim de daha parlak ve sağlıklı görünüyor.” Beslenme biçimi tamamen sebze ve meyvelere dayalı, kendisi vegan. Fakat Amanda Cerny’nin farkındalığı sadece hayvanlara karşı değil, ihtiyaç sahibi çocuklarla da ilgileniyor. “#teamcerny hashtag’i altında gelecek nesillerin daha iyi bir dünyada yaşamasına yardım edecek projeler yürütüyoruz” diyor. Bizim çekimden sonra soluğu Kapadokya’da alan Amanda, “Türkiye kültürel olarak inanılmaz zengin ve ilham veren bir yer. Özellikle de Türk insanının espri anlayışına bayılıyorum” diyor. Eğlenceyi hayatının her anına entegre edebilme yeteneğine sahip Amanda Cerny, İstanbul’dan iz bırakarak geçti. The Yenge, üç gün ortalığın altını üstüne getirdikten sonra yuvadan uçtu.